Merhum Necmettin Erbakan Hocayı kaybetmemizin üzerinden 13 yıl geçti. Bir dönem Türkiye siyaset tarihine damgasını vuran Erbakan Hoca vefat yıldönümünde sevenleri tarafından anılıyor.
Erbakan Hocanın zalimlere yiğitçe karşı durduğu belirten Şerif Karakurt, “ Türkiye’de yıllar önce insanların birbirlerine selam vermekten korktukları, inançlı insanların büyük bir baskı altında yaşadığı, akıl almaz zulümlerin yapıldığı, hiç kimsenin özgürce ibadetini yapamadığı, Kuran kurslarının, İmam hatiplerin kapatıldığı karanlık bir dönemde yiğit bir adam çıktı ortaya. Yıl 1969… Çilenin en koyusu ile yoğrulmuş, zalimlerin zulmüne başkaldırmış bir adam çıktı ortaya. Bu Mücahit insan Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile büyük bir mücadelenin yürüyüşünü başlattı.
Yaşadığı süre içerisinde, yılmayan bir azmin, kırılmayan bir şevkin, bitmek tükenmek bilmeyen bir gayretin, insanı hayrete düşüren isabetli ve engin bir basiretin ve okyanuslar kadar geniş bir ümidin adı oldu. Ömrünü hiç çekinmeden davasına, ülkesine, milletine ve insanlığa vakfetti. Her türlü dünya nimetlerini ve itibarını elinin tersiyle iterek bâtıla karşı daima hakkı üstün tuttu. İman, cihat, izzet ve ümmet kavramlarını hiçbir zaman dilinden düşürmedi.
Erbakan Hoca yeryüzünün en zalim ve hain kavmi olan İsrail’i ve siyonizmi bütün dünyaya deşifre etti. D-8'ler Birliğini kurup İslam ülkelerini bir araya getirerek küresel emperyalistlerin her zaman korkulu rüyası oldu. İşte bu adam Allah vergisi olan üstün feraseti ile dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük bir çığır açarak bu milleti “aslı” ile buluşturdu ve bu asil millet kucak açtı bu yiğit ve haklı sese. Bu sesi herkes duymalı diyordu bu yiğit adam. Çünkü o bir dava adamı idi. O bir gönül adamı idi. O bir cihat adamı idi. O bir Peygamber aşığı idi. O, ezber bozan bir öğretmendi. O, davasını her şeyin üstünde tutan bir komutandı. O, en ümitsiz zamanda bile daima çevresine Ümit ve güven aşılardı. Derdi ki “Bir milletin gücü, tankı, topu, tüfeği değil; inançlı ve imanlı evlatlarıdır.
Mühterem hocamız 40 yıllık siyasi hayatında İslam'a hizmet eden binlerce genç yetiştirdi. Devlet kapılarını anlı secdeli Anadolu gençlerine açtı. Hayat cihat ve imandır, diyerek bu topluma cihat farzını şırınga eden merhum Hocamızın 27 Şubat 2011'de vefatı bütün İslam âlemini büyük bir yasa boğmuştur. Çünkü yalnız Türkiye’deki mazlumlar değil, bütün dünya mazlumları en büyük hamilerini kaybetmişlerdir. Irak, Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, Filistin, Afganistan ve diğer İslam ülkeleri, sıkıntıya düştüklerinde kendilerine uzanan merhamet elini kaybetmiştir. Kısacası 27 Şubat 2011'de İslam dünyası büyük bir liderini, siyaset dünyası büyük bir devlet adamını, bilim dünyası büyük bir ilim adamını kaybetmiştir. Bugün, İslam dünyası onun engin fikirlerine her zamanınkinden daha çok ihtiyacı vardır.
Evet merhum Erbakan hocamız yaşamı boyunca üstüne düşen görevi hakkı ile yapmıştır. Bu gerçeğe hepimiz şahidiz. Şimdi sıra geride bıraktığı milyonlarca Erbakan'dadır. Allah’ın izni ile bu mirasa sahip çıkacak ve açılan bu kutlu yolda zafere ulaşacaktır inşallah” dedi. Haber Mustafa GÜNAL