Yazıma bir fıkra ile başlamak istiyorum.
Bir köyde, köyün ileri yaştaki bilgesi, köydeki eski okul binasını yenisiyle değiştirmek için köy halkını toplantıya çağırmış. Toplantıda, bilge okulun taşınması gerektiğini ve yeni binanın daha modern olduğunu anlatmış.
Halk biraz endişeli bir şekilde bilgeye sormuş:
"Peki, eski okulu nasıl taşıyacağız?"
Bilge gülümseyerek:
"Ah, çok basit! Eski okulun kapısını söküp, yerine yeni bir kapı takarız. Gerisini taşınmış sayarız!"
Halk şaşkın bir şekilde:
"Ama binanın tamamını mı taşımayacağız?"
Bilge:
"Tabii ki! Sadece kapıyı değiştirmek yetmez. Eğitim sisteminin köklü bir değişime ihtiyacı var. Kapıyı değiştirmek, binanın yeni olduğunu hissettirir!"
Bir köylü elini kaldırarak:
"Yani yeni kapı, eski okulu daha modern mi yapacak?"
Bilge gülerek:
"İşte bu! Eğitim sistemindeki değişiklikler de böyle olur. Dışarıdan bakınca her şey değişmiş gibi görünür, ama içeride her şey aynı kalır!"
Kilis’te eğitimle ilgili yaşanan son gelişmeler, yalnızca yerel değil, ulusal ölçekte de büyük bir skandal olarak değerlendirilmeyi hak ediyor. Hatice ve Mehmet Döğme İlkokulu’nun öğrencilerinin başka bir okula taşınması kararı, eğitim camiasında ve veliler arasında büyük bir öfkeye yol açtı. Bu kararın arkasında yatan akıl yürütme ise sorgulanabilir nitelikte. Eğitimdeki bu tür skandallar, sadece öğrencilerin geleceğini değil, eğitim sisteminin tüm yapısını tehdit ediyor. Peki, böylesine önemli bir konuda hangi akıl ve mantık yürütme yer aldı?
EĞİTİMDE DIŞLANMA VE TEPKİLER
Hatice ve Mehmet Döğme İlkokulu, Kilis’in eğitimdeki en parlak yıldızlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu okulun öğrencilerinin başka bir okula taşınması, eğitim sürecine ağır darbe vuracaktır. Öğrencilerin mevcut eğitim ortamlarının değiştirilmesi, onların başarılarını ve motivasyonlarını doğrudan etkileyebilir. Eğitimdeki bu tür keyfi ve içi boş kararlar, öğretmenlerin moralini çökertir ve verimliliklerini düşürür. Ayrıca, bazı öğretmenlerin bu kaotik durum nedeniyle emekli olma, istifa veya tayin kararı alabileceği belirtiliyor. Bu kararın gözden geçirilmemesi, eğitim sistemine yapılmış bir darbe olarak değerlendirilebilir.
DEPREM SONRASI EĞİTİMDE ÇÖKÜŞ
Kilis’teki eğitim sorunları, sadece okul taşıma kararlarıyla sınırlı değil. Bir buçuk yıl önce yaşanan büyük depremden sonra yıkılan okulların yerine yenilerinin hala yapılmamış olması, yerel yönetimlerin ve idarecilerin beceriksizliğini gözler önüne seriyor. Deprem sonrası eğitim altyapısındaki eksiklikler, adeta bir skandal niteliği taşıyor. İhalelerde mücbir sebep veya afet kapsamının kullanılmaması, bu önemli projelerin gecikmesine neden olmuş ve toplumda haklı bir öfkeye yol açmıştır.
BU GECİKMELERİN SORUMLULARI KİMLER?
İdareciler, bu tür önemli projelerde gereken özeni göstermediği için eğitim altyapısı çökmüş durumdadır. Bu beceriksizlik, halkın eğitim hakkını açıkça ihlal eden bir durumdur.
ÇÖZÜM VE ÖNERİLER
Kilis’teki bu eğitim skandalının çözüme kavuşturulması için acil adımlar atılmalıdır. Öncelikli olarak, Hatice ve Mehmet Döğme İlkokulu öğrencilerinin başka bir okula taşınması kararı derhal gözden geçirilmelidir. Eğitim sürecini etkileyen bu tür kararlar, çocukların geleceğini karartmakla eşdeğerdir. Ayrıca, deprem sonrası eğitim altyapısının güçlendirilmesi için acil eylem planları oluşturulmalı ve bu planlar hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir. Depremzedelere yönelik eğitim binalarının inşası, kamu yönetiminin birincil sorumluluğudur. İdarecilerin bu süreçte şeffaf ve etkili bir yaklaşım sergilemesi gerekir.
Sonuç olarak, Kilis’te yaşanan eğitim krizinin ve altyapı sorunlarının çözülmesi, yalnızca yerel değil, ülke genelinde eğitim kalitesinin korunması açısından kritik önem taşımaktadır. Eğitim sistemindeki bu tür skandallar, sadece yerel halkın değil, tüm toplumun geleceğini tehdit etmektedir. Yetkililerin bu konuda gerekli adımları atması ve eğitim hakkını savunması, toplumsal adaletin sağlanması için elzemdir. Eğitimdeki bu tür krizlerin yaşanmaması için gereken önlemler derhal alınmalıdır.
VELİLERİNDEN EYLEM HAZIRLIĞI
Bu alınan yanlış karardan dönülmemesi durumunda velilerin seslerini duyurabilmek için büyük bir eylem kararı aldığı belirtiliyor. Veliler, çocuklarının okullarının hakkını savunabilmek için yerel bazda bir gelişme olmaz ise Ankara'da bile eylem yapabileceklerini de sözlerine eklediler.