KİYÜ’de “Vaat Edilmiş Topraklar Bağlamında Bir İşgalin Analizi” Başlıklı Konferans Gerçekleştirildi
Kilis 7 Aralık Üniversitesi (KİYÜ) İnsan Hakları Topluluğunun katkılarıyla Rektörlük Konferans Salonu’nda “Vaat Edilmiş Topraklar Bağlamında Bir İşgalin Analizi” başlıklı konferans gerçekleştirildi.
7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Altuncu, konuşmacı olarak katıldığı konferansta Filistin başta olmak üzere Ortadoğu’nun farklı bölgelerinde yürütülen işgal faaliyetleri hakkında bilgiler sundu.
Konuşmasına bir asırdan fazla bir süre boyunca bölgede yaşanan insanlık dışı ve uluslararası hukuka aykırı tüm saldırıları lanetleyerek başlayan Altuncu, Yahudi geleneğinde yer alan “vaat edilmiş toprak”, “seçilmişlik” ve “düşman” kavramlarının birbirleriyle ilişkili olduğunu vurguladı. Altuncu, bölgede farklı bir ulus olarak var olmanın, Siyonizm açısından düşman olarak nitelendirilmek için yeterli olduğunu söyledi. İşgale yönelik faaliyetlerin son bir senede Gazze’de yaşanan imha saldırılarıyla sınırlı olmadığını, bir asırdan fazla bir süredir kademeli bir şekilde bölgede yayılmacı politikaların yürütüldüğünü anlattı.
Siyonizm’in seküler bir hareket olduğunu bununla birlikte Tevrat’ta yer alan tüm ifadelerin dini imgelerden uzaklaştırılarak Siyonizm’in seküler ve ulusal karakterine uygun anlamlar barındıracak şekilde yeniden kurgulandığını belirtti. Siyonizm’in kurucularının seküler bir yaklaşımla hareket etmesine rağmen İsrail’in sınırlarını belirlemede Tevrat’a müracaat ettiklerini ve bu sınırlara ulaşma konusunda her türlü insanlık dışı yöntemi meşru kabul ederek hareket ettiklerini vurguladı. Altuncu, Yahudi geleneğine göre vaat edilmiş toprakların sadece “nehirden denize” şeklinde ifade edilen alanla sınırlı olmadığını, Tevrat’ta anlatıldığı şekliyle İbrahim Peygamber’in dolaştığı ve yaşadığı bütün coğrafyanın vaat edilmiş toprakların sınırlarını belirlediğini ve bu durumun Türkiye başta olmak üzere bölgedeki birçok ülke açısından ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı. Nitekim İsrail ordusuna mensup olan bazı birliklerde vaat edilmiş topraklara ait haritaların bröve olarak kullanıldığını, bu haritaların Türkiye’ye ait bölgeleri de kapsadığını belirtti.
Konferans soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
(Haber Merkezi)