Suriye'deki iç savaşın en fazla etkilediği illerden biri olan Kilis'te roketlerin düşmesi sonucu 26 sivil vatandaş şehit oldu. Şehit aileleri, Suriye'de rejimin devrilmesi ile yeni dönemin başlamasını memnuniyetle karşılayarak sınır komşularının bir an önce huzur ve istikrara kavuşmasını istiyor.
2011 yılında Suriye'de patlak veren iç savaşta en çok bedel ödeyen il olan Kilis'te sivil şehit aileleri Esad'ın gidişini memnuniyetle karşıladı. Kimisi çocuğunu kimisi eşini kimisi annesini kaybetti Suriye'den atılan roketler nedeniyle. 26 sivil şehidin verildiği Kilis'te şehit aileleri sınır komşularında artık barış ve huzurun hakim olmasını istiyor.
Kilis Sivil Şehit ve Gazi Aileleri Dernek Başkanı olan ve aynı zamanda roketli saldırılarda annesi Hatice Evran'ı şehit veren Veysel Evran, 2016 yılında Kilis merkezine toplamda 125 roketin düştüğünü ve bu saldırılarda 26 şehit verdiklerini belirterek, "Bu düşen 125 roketten 26 şehidimiz var Kilis merkezde. Bunların bir tanesi de benim annem" dedi.
Evran, bu roket saldırılarında 96 kişinin de yaralandığını ve bunların arasında bazı ağır yaralıların yıllar içinde hayatını kaybettiğini vurguladı. Evran, “Bizim burada rahat yaşamamız için, evimizde güvenli olmamız için, Suriye'deki güvenli bölge oluşumu önemli. Suriye bitişik sınır komşumuz. Bizim şehit ve gazi aileleri olarak desteğimiz bu yöndedir” ifadelerini kullandı.
“Bizim burada güvende yaşamamız için bitişik sınır komşularımızın da güvende olması gerekiyor"
Türk askerinin Suriye'deki varlığının önemine dikkat çeken Evran, “Türk askerinin Suriye'de ne işi var dediklerinde, benim rahmetli annem 66 yaşındaydı vefat ettiğinde. Evinin bahçesinde roket düşmesi sonucu şehit oldu. Bunların içerisinde 5 yaşında kız çocuğumuz vardı, Döne Nisa Sezer. 5 yaşındaki kız çocuğunun ne gibi bir suçu olabilir, elinde nasıl bir silah olabilir. Bizim şehitlerimizin hiç suçu yokken, evlerinin bahçesinde iken vefat ettiler. Yani bizim burada güvende yaşamamız için bitişik sınır komşularımızın da güvende olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Suriye'deki iç savaş nedeniyle zorlu bir süreç yaşadıklarını anlatan Evran, “Rabbim bayrağımızı indirmesin, ezanımızı dindirmesin. Rabbim ülkemize dirlik düzen versin. Bir an önce de Suriye tarafı düzelsin. Tabii buradaki Suriyeli kardeşlerimiz de kendi topraklarında yaşasınlar. Biz ülkemizde emniyetli ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz. Bizim tek derdimiz bu” şeklinde konuştu.
“Esad'ın gitmesi bizi sevindirdi”
Zalim Esad'ın yıllarca halkına yaptığı zulmün ortaya çıktığını anlatan Evran, “Oraların sükûnete kavuşması, oraların itidalli olması, oraların savaştan uzak olması en çok bizi sevindirir. Esad'ın yaptığı zalimlikleri duyuyoruz, televizyondan görüyoruz. O hapishanedeki olan işkenceleri görüyoruz. İnsan olarak üzülüyoruz. Esad'ın gitmesi bizi sevindirdi. İnşallah bir an önce orası düzene girer, rahata kavuşur. Buradaki Suriyeli kardeşlerimiz de, herkes de kendi evine gider rahatça yaşar” diye konuştu.
Başkan Evran, Kilis'te şehit olan 26 sivil vatandaşın resmi olarak da şehitlik unvanına kavuşturulmasını isteyerek, “26 tane şehidimiz için devletimizden biz resmi olarak şehitlik unvanı talep ediyoruz. Bakın bize maddi anlamda bütün devletimiz destekleri verdi. Şehitlikte alakalı istihdam hakkı bir kişi her aileden aldı. Primsiz aylıklardan maaş bağlattı. Ama 8 yıldan beri biz gitmediğimiz mercii, gitmediğimiz nokta kalmadı. Bizim devletimizden bir an önce bütün şehitlerin ve gazi ailelerin adına şehitliğimizi talep ediyoruz” dedi.
“Suriye'de ne işimiz var diye sorulduğunda ben evladımı kaybettim”
2016 yılında Suriye topraklarında atılan roketin düşmesi sonucu 14 yaşındaki oğlu Mahmut Emre Arslan'ı kaybeden baba Selahattin Arslan ise Esad'ın gitmesi ile Suriye'de artık savaşların bitmesini beklediklerini söyledi. 22 Nisan 2016 tarihinde akşam saatlerinde Suriye tarafından atılan bir füze sonucu ekmek almaya giden oğlunu kaybettiğini belirten Arslan, “23 Nisan'da da şehidimizi gömdük. Tabii çok psikolojik sorunlar yaşadık. Çok kötü günler geçirdik, kendimizi toparlamaya çalışıyoruz. Ama devletimiz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile yaralarımızı sarma çabası içine girdi. Suriye'de ne işimiz var diye sorulduğunda ben evladımı kaybettim, 14 yaşında, yani nasıl ne işimiz var. Suriye'de artık istikrarın gelmesi lazım. Suriye'nin bir an önce toparlanması lazım. Suriyeli kardeşlerimin de kendi vatanlarına dönmesi lazım. Onlar da yuvalarını evlerini mallarını kaybettiler. Bir an önce bir huzur gelirse mutlu oluruz. Esad'ın devrilmesini biz sevinçle karşıladık. O bir diktatördü, halkına çok zalimlik etti. Çok zulüm yaptığını televizyon ekranlarında da ne kadar zalim ve zulüm yaptığını herkes dünya gördü. İnşallah Esad'ın yerine gelecek yeni iktidar yeni hükümet bir an önce Suriye'yi toparlar bir anca oradaki halk da huzura ve refaha kavuşur” ifadelerini kullandı.
“Esad zalim bir adamdı”
2016 yılında yine Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart'ta atılan roket sonucu şehit olan 54 yaşındaki Sıdıka Mavzer'in eşi Yaşar Mavzer de, “2016 Dünya Kadınlar Günü'nde eşimi kaybettim. Suriye'den atılan roketle. O günden belli psikolojimi düzelmeye çalışıyorum. Devletimiz sağ olsun, var olsun. Vatan, milleti uğruna binlerce şehit de verebiliriz seve seve” şeklinde konuştu.
Suriye'de Esad rejiminin düşmesini olumlu karşıladıklarını belirten Mavzer, “Esad zalim bir adamdı. Yerine gelen adamlar hiç olmazsa güzel bir rota çizer. 60 yıl sürdü ama sonuçta bitti. Bizler de Kilis'te halk olarak hedefin tam ağzında olan insanlarız. Şimdi devletimizin yaptığı operasyonlar bizi refaha kavuşturacak, vatan millet sağ olsun” diye konuştu. İHA