GAZİANTEP
GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık, göçlerden iyi sonuçlar çıkarılması gerektiğini söyleyerek, batının göçlere karşı sergilediği tavrı eleştirdi. Prof. Dr. Mustafa Sarıbıyık, “Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleşen savaşta dünya, savaşın yaşandığı ülkenin komşularına kapılarını açılmasını istiyor. Bize ise Ortadoğu’da batıların icra ettikleri savaştan kaçan göç dalgalarından dolayı kuzey kapılarınız ‘sakın açmayın’ diye telkinde bulunuyorlar. Batı, çifte standartlarını uygulamaya devam ediyor. Ukrayna’da yaşayan Afrikalı öğrencilere bile ‘siz sıraya girmeyin bekleyin’ dediler. Afrikalı öğrencilere 15 saat sıra bekletirlerken beyaz insanlar geçmeye devam ediyor. Elbette Ukraynalı kadın ve çocuklar geçmelidir ama insanlık arasındaki bu ayırımın yapılması son derece insanlık adına utanç verici bir durum” diye konuştu.
Harran Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Aziz İlgazi, Türkiye’de sığınmacılara karşı oluşan ön yargı ‘Tüketen ve yük olan sığınmacılar’ düşüncesi göçün başladığı ilk yıllarda kısmen doğru olsa da, bugün Türkiye’de sığınmacıların ekonomiye olumlu etkilerinin de olduğunu belirtti.
İlgazi konuşmasının devamında şunları söyledi: “İnsanlık tarihinin en düzensiz ve dramatik nüfus hareketi olarak bilinen göç, tarihsel süreç içinde hızla artış gösteren bir insanlık sorunu haline gelmektedir. Göç, dünyanın belirli bir bölgesinden diğerine milyonlarca insanın farklı kültürleri, inançları, dinleri, politik tercihleri, dilleri ve yetenekleri ile bir arada önemli rol oynamaktadır. Göçler iyi yönetildiği takdirde, ev sahibi ülkeler için tehdit ve yük olmaktan çok fayda sağlayacaktır. Türkiye Cumhuriyetin kuruluş yıllarından önce ve sonra bu güne kadar tarihsel süreçte meydana gelmiş birçok göç hareketinin odak noktası olmuştur. Türkiye dünyada en fazla göç alan bir ülke ayrıca tarihsel süreçte birçok küresel göçün geçiş köprüsü olmuştur.
Göç Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zeynel Özlü Göç Enstitünde yapılan ise yaptıkları çalışmalardan bahsederek şunları söyledi:
“Hiç kimse isteyerek doğup büyüdüğü, hatıralarını bıraktığı toprakları terk etmez. Göç Enstitüsü olarak her ne kadar sığınmacı kardeşlerimize istihdam yaratabilecek ve katkı sağlayabilecek bir takım çalışmalar yaparak katkı sağlıyorsak da aynı zamanda dinimize, ülkemize ve Türk milletinin bayrağının dalgalanmasına katkı sağlıyoruz.”