Sana (s.a.v) itaat,Allah’a itaat etmek gibi olduğu halde; ‘’O’’nun (c.c) emirlerini ve Senin (s.a.v) sünnetlerini terke etmenin huzursuzluğunu yaşamayan kalbim taşa mı kesti ne? Yoo!!! O taş ki: Allah korkusundan yuvarlanır, o taş ki: ‘’Ente Resulullah (s.a.v) diye haykırır…
O zaman kalbim nasıl bir hal almış böyle?
Ya Resulullah (s.a.v) asırlar öncesinden sesleniyorsun bize: ‘’Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim’’diye… Hata ve günahımla asırlar sonra yazıyorum sana...
Kalbine inen ilk vahyin ‘’oku’’ olduğunu bilmek ve ilim öğrenmek için yola koyulana cennet yolunun kolaylaştırılacağını es geçmek! Göktekilerin,su altında ki balıkların ve enva-i çeşit canlının mağfiret dileklerinden nasiplen(e)memek!... Bu neye denk?
Kapımızın önünden akan bir nehirde günde beş defa yıkansak kirden arınmış olmayı idrak etmek; fakat günde beş defa salâha,felâha,bir olana çağrıldığımızda duymazdan gelmek!... Bu neye alamet?
Aramızda ki anlaşmazlıkların hükmü ve çözümü, Hakk ile batılı ayırması, Allah’ın hiç kapanmayan sofrası ve Senin ahlakın olan Kur-an’ı; evimin bir köşesine asmış hiç açmamış ya da yılda bir defa ölmüşlerime okumuşsam, turunç meyvesi gibi kokum hoş tadım güzel midir? Yoksa Ebu Cehil karpuzu gibi tadım acı ve kokusuz muyumdur? Bu neye işaret? ’’Hud’’ Suresinin Seni (s.a.v)ihtiyarlattığını buyuruyorsun… Fakat bende etki etmiyorsa bu nasıl halet?
Sana salavat getirmeyen bu dilim-kalbim, gıybetlere kuvvetli, hakikatlerini görmeyen gözüm-kalbim dizilere meyilli,yolunda yürümeyen ayaklarım-kalbim haramlara kaymışsa bu bir kıyamet?
Namazın miracım olduğunu bilmek! Fakat esgeçmek… Ana-babaya iyiliğin cihad hükmünde olduğunu anlamak ama isyanlarda boğulmak… Komşu hakkını kavramak! Lakin pervasız davranmak…Ben insanlığın neresindeyim Ya Resulullah (s.a.v)
Seni (s.a.v) ve Ali’yi (r.a) sevdik diyenler; Hüseyin’i (r.a) Yezid’in eline bıraktılar… Biz seni sevdiğimizi söylüyor emirlerini ve sünnetlerini nereye bırakıyoruz? Ne olur affet!...
Sana (s.a.v) itaat,Allah’a itaat etmek gibi olduğu halde; ‘’O’’nun (c.c) emirlerini ve Senin (s.a.v) sünnetlerini terke etmenin huzursuzluğunu yaşamayan bu kalbim taşa mı kesti ne? Yoo!!! O taş ki: Allah korkusundan yuvarlanır, o taş ki: ‘’Ente Resulullah (s.a.v) diye haykırır….O zaman kalbim nasıl bir hal almış böyle?
Vahyin nurunda yaşayarak kulluk vazifemi kavramak ve dalalet çukurlarından hidayetin zirvesine ulaşmak bana bu kadar zor gelmesin…
Yoksa bu dilenci Mahşerde Senden nasıl şefaat dilensin… Sevgili Medet.
Ali Rıza ÖZKELEŞ / 2006