Ahmet Hangillioğlu gazetemize yaptığı açıklamada;
"Artık Millet olarak geçinemiyoruz. 10 bin TL emekli maaşına muhtaç edilen, sesi duyulmayan emeklilerin, 17 bin TL asgari ücret olan, seçim senesinde ’Yılda 4 kez zam yapacağız deyip kandırılan ama bu büyük enflasyon ortamında yılda 2. enflasyon zammı bile çok görülen, bir yıl boyunca enflasyon karşısında ezilmeye terk edilen emekçiler, asgari ücretliler...
2 bin TL öğrenci harcıyla barınamayan, geçinemeyen öğrenciler, 1 milyon atanmayan öğretmen, masrafları arttığı halde taban fiyatları maliyetleri karşılamayan çiftçiler, dükkanını siftahsız kapatan, borcunu ödemek için eşin, dostun kredi kartına sarılan esnaf ve en kötüsü geçinmek için kazanmak, kazanmak için çalışmak lazımken maalesef Türkiye’nin dört bir yanındaki genç işsizler, güvencesizler, sizler adına sesimizi yükseltiyoruz.
Hayat pahalılığı var. Enflasyon eziyor ve asgari ücrete, emekli ücretlerine hem enflasyon zammını vermek, hem refah payını vermek, emekçinin hakkını vermek, vergi adaleti sağlamak, kuşa dönmüş olan maaşları ve artan vergi kademlerine kurban etmemek ama özellikle asgari ücreti enflasyonu refah payını vermek zorundasınız.
Bugün Türkiye’de en zengin yüzde 20 bütün paranın, bütün varlıkların yüzde 80’ini alıyor ama en yoksul yüzde 20 sadece yüzde 0.5’ini alıyor. Yani birileri yüzde 81’i alırken, birileri bizler, sizler yüzde 1’i bile alamıyoruz ama işine gelince dedelerimiz Çanakkale’de koyun koyuna yatıyor, işine gelince hepimiz aynı gemideyiz, işine gelince birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bugünlerde kardeşiz ama bölüşürken bu insanlar yok. Yazıklar olsun bu düzene.
Eğer herkes herkesin sesini duyar ve hep birlikle sesi yükseltirse başarmamızı önünde hiçbir engel yok. Herkese geleceğiz, her derdi söyleyeceğiz ama öncelikle yıllarca emek vermiş, çalışmış, alın teri dökmüş, göz nuru dökmüş, dirsek çürütmüş ve en sonunda emekli olmuş insanlarımızı bugün dünyanın en düşük emekli maaşlarına muhatap ediyorlar. Bugün Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde 1.5 asgari ücret düzeyinde olan en düşük maaş, bugün 0.6 asgari ücret düzeyindedir. Bu düzen büyük bir yoksulluk, büyük bir açlık getirmiştir. Bugün için emeklilerin maaş ortalaması 12 bin 700 liradır ve bugün Türkiye’de verilen emekli maaşının yabancı dillerde tercümesi yoktur. Yabancı devlet adamlarıyla konuşurken nüfusun çok önemli kısmını 270 Euro ile geçinmek zorunda olduğunu söylediğimizde muhataplar tercüme hatası sanıyor ama Türkiye’deki en düşük emekli maaşının 270 Euro olduğunu duyunca inanamıyorlar. Enflasyon yüzde 75 iken emeklilerin derdini konuştuğumuz gibi kademeyi de konuşacağız, stajı da konuşacağız. Kısmi emekliliği de konuşacağız.
Vergide adalet istiyoruz. Yılbaşında vergi yüzünden maaş üçüncü ayda kuşa dönmesin istiyoruz. Asgari ücretten büyük mücadelelerle vergi kaldırıldı ama bugün asgari ücret kadar ki kısım hesaplamalara dahil edildiği için daha nisan ayında maaşlar erimeye başlıyor. Bugün 17 bin liralık asgari ücret ilk verildiği gün ocak ayında 9 gram altın alırken, şuan asgari ücret 7 gram altın alabiliyor. Asgari ücret o günden bugüne 3 bin 850 lira eridi. Yani ocak ayındaki 17 bin lira artık o rakam değil. ’Enflasyon farkı vermeyiz’ diyorlar eğer vermezseniz ocaktan bugüne emekçinin maaşından 11 kilogram kıymayı çaldınız, emekçinin maaşından 25 kilogram pirinci çaldınız, ocaktan bugüne yüzde 75 enflasyonun olduğu bu ülkede ’Aynı maaşla geçin’ diyenlere sesleniyoruz. Enflasyon farkı hakkımızdır, refah payı hakkımızdır. Emekçi sınıfı bundan sonra hakkını sizde bırakmayacak, hakkını söke söke alacaktır.
Maliyetler 2 katına kadar artmışken ürünlere verilen fiyatlar masraflarını dahil karşılamıyor. Tarlalar ipotekli, tarlalar teker teker satılıyor. Türkiye AK Parti döneminde Hollanda kadar toprağını kaybetmiş durumda. 500 bin çiftçi tarımı bıraktı, her 4 gençten tarımla uğraşan 3’ünün gözü maaşlı bir işte. Toprağını, tarlasını bırakıp gözü maaşlı işte. Çiftçilerin yaş ortalaması 58. Yani kendine yeten bu güzel ülke artık karnını doyurmak için ithalat yapmak zorunda kalıyor.
1 yılda işsiz kişi sayısı 1 milyon 200 bin arttı. Geniş tanımlı işsizlik ise 11 milyona ulaştı. Resmi işsizlerin yüzde 90’ı işsizlik sigortasından yararlanamıyor. İşsizlik sigortasından yararlanamayan yüzde 90’ının sesi olacağız. Çalışan, okuyan atanamayan öğretmene, lise mezunu gencimize kadar ne kadar geleceğinden endişeli ve kendi kaderine bırakılmış gencimiz var.
Elektriğe zam gelince iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Göreceksiniz bütün Türkiye’de su zamlanacak, ekmek zamlanacak, süt zamlanacak. Her şey zamlanacak ama sadece asgari ücretliye zam vermemeye çalışan bir anlayış var ve bunu enflasyonla mücadele diye söylüyorlar.
Bundan sonra mücadele emeklinindir, emekçinindir. Asgari ücret verildiği günden bugüne neredeyse 4 bin lira kaybetti. Bugünkü 17 bin lira, o günkü 13 bin lira. Asgari ücrete en az enflasyon kadar zam istiyoruz, artış istiyoruz. Biz yüzde enflasyon rakamını beklemeksizin 25 bin liranın altındaki asgari ücreti kabul etmiyoruz.
Ey Ankara, ey ülkeyi yönetenler, milletin bıçak kemiğine artık dayandı. Artık millette sıkacak kemer kalmadı, artık kemer sıkmayacağız. Son söz olarak diyoruz ki; Geçim olmazsa, seçim olur" dedi. Haber Mustafa GÜNAL