Bayramlar niçin önemlidir, anlamlıdır. Bayramlar manevi ve sosyal dayanışmanın anlam kazandığı günler olarak bilindiği için önem ve anlam arz eder. Gelinen durum itibarıyla ülke gerçekleri bunun tam tersini söylüyor.
Bugün bırakın kurban kesmeyi evine bir kilo et alacak durumda olmayan milyonlarca aile yaratılmışken, Sosyal adaletsizlik o kadar devasa büyüdü ki orta katman dediğimiz tabaka tamamen fakir sınıfına gerileyip gününü zor getirir durumda yaşam mücadelesi veriyorken, Albenili bayram kutlama telaşında olanlar, çarşaf çarşaf boy boy şa şa şaalı görüntüler paylaşanlar, size sesleniyorum; gerçekten bayram mı var ülkede yoksa yangına körükle güdülme iç güdüsüyle mi hareket ediyorsunuz.
Siyasi partilerin beyhude temsilcilerine kendilerini halkın üzerinde gören beyzadelere sizlere sesleniyorum, kameraların karşısında sözüm ona milletin adamı rolü ve taklidi yapmaktan vazgeçip memleketin yarasına geçekten çözüm oluşturabiliyor musunuz şapkanızı önünüze koyup düşünmenizi tavsiye ediyorum naçizane bir kardeşiniz olarak.
Öyle ya toplumun önünde halk kavramanı, yardım elçisi, dert babası rollerine bürünüp flashlar kapanınca bildiğinizi okuma sevdasından makam koltuk sevdasından ne zaman vazgeçeceksiniz.? Evet dostlar Emekliler açlığa mahkum edilmiş bir durumdayken, 10 bin TL ile kurban almasını beklemek havanda su döğmeye göle maya çalmaya eşdeğer bir durumdan öteye geçmez. 17 bin TL ile işçinin kurban almasını beklemek hoca nasrettinin göle maya çalmasından farksız bir durumdur. Ülkenin %5 ilk nüfusuna sesleniyorum.
Tarikatlardan cemaatlerden medet uman üst düzey gelir grubuna sahip olanlara sesleniyorum. Ülke gerçekleri ortaydayken trübüne oynamak inandığınız Allah’la alay etmek dalga geçmekten öteye gitmez bilesiniz. Ülke de milyonlarca yaşadığınız şehirlerde binlerce, onbinlerce büyükşehirler de yüzbinlerce kurban kesemeyen aile varken, Afrika’ya, Asya’ya kurban bağışında bulunmak hangi dinde hangi kitapta yazıyor lütfen söyleyin bizi de aydınlatmış olursunuz. Hali vakti olan insanlara sesleniyorum önceliğiniz komşularınız, yakınlarınız ülkenizin muhtaçları.
Daha sonra dışarı şayet ülkende sorun yoksa. Ülkende memleketinde garibandan fakirden yoksuldan geçilmezken, sizlerin bu davranışı inandığınız dine meydan okumaktan, inandığınız dini reddetmekten farksızdır. İnandığınız peygamber demiyor mu komşusu aç iken kendisi tok yatan benim ümmetimden değildir diye. Senin komşun muhtaç durumdayken öncelikli olarak komşunu mu gözetmen gerek yoksa binlerce kilometre uzaklıktaki yabancıları mı? Ülken aç iken başkasını doyurmak senin görevin değil.
Sözün kısası gelir adaletsizliğinin, yoksulluğun, sefaletin, hayat pahalılığının, öngörülemez gidişatın tavan yaptığı bir dönemde, maddi durumu yeterli olanların, maddi durumu yetersiz olanlara hiç olmazsa bugünler de bir nevi katkı sunması gerekir.
Biliyorum bu çözüm değil. Ama bir nevi de olsa insanların dayanışma ve yardımlaşma anlayışının perçinlenmesine vesile olur diye düşünüyorum.
Bu vesileyle hepinizin bayramını en ulvi dileklerimle tebrik eder, sevgi, saygı esenlikler dilerim.
Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler Uzmanı
İş İnsanı
Araştırmacı Yazar
Abdullah YENİEKİNCİ
