Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçe merkezi ile Derekarabağ Köyü’nde meydana gelen yüzey deformasyonlarının bölgede yıkıcı bir depremin habercisi olmadığını ifade ederek, “Bölgede Çobanlar Fay Zonu, Işıklar Fay Zonu, Sultandağı Fayı, Büyük Karabağ Fayı, Bolvadin Fayı gibi 6,2 ile 6,9 arasında değişen büyüklüklerde deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda diri fay var. Dolayısıyla her an deprem olacakmış gibi depreme karşı hazırlıklı olmamız gerekir” dedi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, 15 Haziran 2021 tarihinde Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçe merkezi ile Derekarabağ Köyü arasındaki asfalt yol ile bölgedeki tarım arazileri üzerinde meydana gelen yüzey deformasyonları yerinde inceledi. Yaptığı incelemelerde yüzey deformasyonlarının geometrisi ve kökeni üzerine elde edilen ön bulguları paylaşan Özkaymak, meydana gelen yüzey deformasyonların bölgede yıkıcı bir depremin habercisi olmadığını bildirdi. Derinlikleri 2-3 metreyi bulan yüzey yarıkları oluştu
Özkaymak yaptığı açıklamada 15 Haziran 2021 tarihinde Bolvadin Merkez ile Derekarabağ Köyü arasındaki yolda ve bölgedeki tarım arazilerinde meydana gelen yüzey deformasyonları üzerinde gerçekleştirilen saha çalışmalarında, derinlikleri 2-3 metreyi bulan, genişlikleri ise yer yer 1,5 metreye ulaşan yüzey yarıklarının oluştuğunu belirtti. Deformasyonların en önemli sebebinin, Bolvadin yerleşim alanı ve yakın çevresinde, son yirmi yıl içerisinde yeraltı su seviyesinin yaklaşık 30 metre düşmesi sonucu kumlu ve çakıllı alüvyal sedimanlarda meydana gelen oturmalar olduğunu vurgulayan Özkaymak, şöyle devam etti:
“Grabenin güneyinde yüzey kırıkları oluşturan 3 Şubat 2002 Çay depremlerinden (Mw: 6.0 ve 6.3) sonra grabenin kuzeyindeki diri faylar üzerinde etkili olan tektonik yüklenme Bolvadin Fayı üzerinde gelişen bu deformasyonları artırıcı bir rol oynamaktadır. Bölgede devam eden yağışlar sonucu kırıklar içerisine süzülen yüzey suları, yüzeye yakın kısımlarda bir su kanalı oluşturmak sureti ile yarıkları daha da aşındırarak (borulanma), yüzeydeki deformasyonu artırmaktadır. Bununla beraber, 2000 yılından sonra Afyon-Akşehir Grabeni içerisinde meydana gelen büyüklükleri 4 ve altında olan 2000’den fazla mikrosismik aktivite havzayı sürekli sallayarak alüvyal zemindeki oturmaları hızlandırmaktadır.” "Yarıklar yıkıcı bir depremin habercisi değil"
Meydana gelen yüzey deformasyonlarının bölgede yıkıcı bir depremin habercisi olmadığını ifade eden Özkaymak, “Bölgede Çobanlar Fay Zonu, Işıklar Fay Zonu, Sultandağı Fayı, Büyük Karabağ Fayı, Bolvadin Fayı gibi 6,2 ile 6,9 arasında değişen büyüklüklerde deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda diri fay var. Dolayısıyla her an deprem olacakmış gibi depreme karşı hazırlıklı olmamız gerekir” dedi. Özkaymak, depremin zararlarını minimuma indirebilmek için en önemli aşamalardan birisi olan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çalışmalarını Afyonkarahisar İl AFAD Müdürlüğü Koordinatörlüğünde tamamladıklarını ve meydana gelen deformasyonlar üzerine gerçekleştirilmesi gereken çalışmaların İRAP toplantılarında ele alınarak eylem planları oluşturulduğunu da sözlerine ekledi.