<div>Okulların başlamasıyla birlikte velileri kreş telaşı da sardı. Son zamanlarda açılan bir çok kreş, çocuklarını yazdıracak ailelerde biraz kararsızlığa sebep oldu. Yıllardır bu konuda tecrübeli kişilere mi emanet edilmeli, yoksa yepyeni yapılarıyla olan kreşlere mi emanet edilmeli?</div> <div>Bu telaşın aynısını geçtiğimiz günlerde 5,5 yaşında olan kızım Fatimenur için bizde yaşadık. Acaba ablası Aynur’un yıllarca gitmiş olduğu eğitimini, öğretimini, davranışlarını bildiğimiz kreşe mi yazdıralım, yoksa yeni açılan devasa büyüklükteki gerek oyun alanları ve gerekse sınıfları yepyeni olan kreşe mi yazdıralım?</div> <div>Bu kararsızlığı yaşarken bir dostumun söylediği bir söz geldi aklıma. “Kucağımızdaki çocuğumuzu karşımızda duran annemiz ve kız kardeşimiz varken, acilen verme ihtiyacı olsa acaba hangisine uzatırdın? Elbetteki annene uzatırdın. Bunun sebebi ise annenin çocuk bakımı konusunda daha tecrübeli olmasıdır” diye bir ifade kullanmıştı.</div> <div>“Sonuçta her yeni bir gün eskiyecek” sözünü de hatırlayarak, “tecrübe” konusuna ağırlık verip kararımı kısmen vermiştim.</div> <div>Bunun üzerine büyük kızım Aynur’un yıllarca gittiği İlkadım Çocuk Akademisi’ne giderek küçük kızım Fatimenur’u yazdırmak istediğimi belirttim. Aslında kafamda yüzde 90 olarak bu işi bitirmiştim lakin her ihtimale karşın gerek sahibi olan Mehmet Ali Özçil’e, gerek sahibesi olan Filiz Özçil’e ve gerekse kızımla ilgilenecek öğretmeni Meryem hanım ile uzun uzun konuştum. Benim sorduğum sorularda ve aldığım cevaplar karşısında yüzde 90 olarak vermiş olduğum karar yüzde 100’e çıktı. Özellikle benim kızım ile ilgilenecek olan Meryem Hocamın hem Sosyolog ve hem de çocuk gelişimi diplomalarının olduğunu öğrendikten sonra.</div> <div>Ben kararımı yüzde 100 vermiş olmama rağmen, içine kapanık olan ve hiçbir yabancı ile 2 kelam bile etmeyen kızım Fatimenur’un oraya alışma süreci başlamıştı. Eğer kızım orada yapamayacak olsa idi, benim verdiğim yüzde 100 kararın hiçbir kıymeti olmayacaktı. Kızımı götürdükten sonra Meryem hocamın ilgi ve alakası karşısında yabancılarla zinhar konuşmayan kızımın yarım saat içerisinde bülbüle dönüştüğünü gördüğümde içim rahatladı. Yaklaşık bir saat kadar bahçede bekledim ve hiçbir zaman yokluğumu hissetmedi ve beni unuttu diyebilirim. Deneme olarak yarım gün bıraktığım kızımı çıkış saati yaklaşması üzerine almaya gittiğimde ise orayı bırakmak istemedi. Bu da benim içimi daha da rahatlattı ve kendi kendime dedim ki, “En yenisi olmayabilir ama bence en iyisi ve en tecrübelisi İlkadım Çocuk Akademisi.”</div>