Yasin Topaloğlu’ndan her üç adaya soru

Yasin Topaloğlu’ndan her üç adaya soru

Geçtiğimiz günlerde 15 Mart 2024 tarihinde bir basın açıklaması yapacağını duyuran İYİ Parti Kilis Belediye Başkan Adayı Yasin Topaloğlu, belirtilen gün ve saatte verdiği sözü yerine getirdi.

Tüm Kilis halkının Ramazan ayını tebrik ederek açıklamasına başlayan Topaloğlu, “Nice ramazanlara hayırla kavuşmanızı umut ederek, gelecek yıl ramazan ayında daha iyi şartlarda ve iyi belediyeciliğin olduğu bir Kilis’te yaşamanızı ümit ederek sizleri sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. 
31 Ocak tarihinden itibaren ben, gerek sosyal medya hesaplarım üzerinden, gerek basın mensupları aracılığıyla, gerekse çıktığım radyo ve televizyon programlarında üç adaya bazı sorular yöneltiyorum. Her zaman klasik olarak söylediğim şeyleri bir kere daha tekrar edip zamanımızı zayi etmekten yana değilim. 
Öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin adayı, Haramibaşı Hasan Kara’ya bazı sorularla başlayacağım ve devam edeceğim. Buradan, Milliyetçi Hareket Partisi’ne gönül vermiş ülküdaşlara ve Milliyetçi Hareket Partisi’ne rey vermiş kardeşlerime bir kere daha seslenmekteyim. Benim Milliyetçi Hareket Partisi’yle ve onun kıymetli mensuplarıyla, Ülkü Ocaklarıyla ve onların kıymetli mensuplarıyla herhangi bir sorunum, meselem, yahut herhangi bir problemim yok. Ben sadece ve sadece onların adayı olmak durumunda kalan ve kerhen şu anda adayları bulunan Haramibaşı’yla ilgili bazı söyleyeceklerimi söyleyeceğim. Ondan sonra da takdiri, başta Kilis halkı olmak üzere bu aday bağlamında aziz ve muhterem Kilis halkına bırakacağım.” diye konuştu. 
“Şimdi Haramibaşı Hasan Kara’ya hızlıca birkaç soru soracağım” diyen Topaloğlu, “Ataşehir’de, Gölbaşı’nda, Üsküdar’da, Kadıköy’de, Kartal’da, Ankara Çankaya’da, Edremit’te, Ankara Çubuk’ta, Kapaklı’da 50 parsel işyerini, arsayı ve konutu nasıl edindin?
Beş yıllık belediye başkanlığı döneminde kaç adet akaryakıt istasyonu ruhsatı verdin ve bizzat yer gösterdin, belediyenin kaynaklarını ve imkânlarını tahsis ettin? 
Hayatında hiç helal para kazandın mı?
Vizyon Çevresel Çözümler ve Sanayi Ltd. Şti. adlı tek kişilik şirket üzerinden Vahdet Akdoğan ile yaptığın çeşitli ve birden fazla ihale işinden toplamda ne kadar rüşvet aldın? Yoksa bu şirkete vermiş olduğun bütün işler senindi ve Vahdet Akdoğan bir paravan mıydı? Vizyon Çevresel Çözümler ve Sanayi Ltd. Şti. adlı şirket, belediye başkanı seçilmenden bir yıl sonra Gaziantep’te Ökkeş Arif Çağrı tarafından kuruluyor. Bu firmayı neden Gaziantep’te kurdurttun? Vizyon Çevresel Çözümler ve Sanayi Ltd. Şti.’yi neden, 14 Mart 2018 tarihinde Kilis’e taşıttın?
Teminat mektubu alamayan bir şirkete nasıl Orta Blok’u ihale ettin? Ayrıca bu Orta Blok olayında birkaç tane önemli husus var. Bunları da yine diğer soruma geçmeden evvel size anlatmalıyım: Kriminal tarihin, suç tarihinin Cem Uzan’dan, Sülün Osman’dan sonra en iyileri listesine girebilecek olan adam; Haramibaşı Hasan Kara’dır. Nedenine gelince şöyle söyleyeyim, bu Vizyon Ltd. Şti. kısaca Orta Blok ihalesine giriyor ve birinci ihalede ihale, şehrin ita amiri tarafından onaylanmıyor. Akabinde bir dilekçe veriliyor ve bu ihale yeniden yürürlüğe sokuluyor. Bu arada yaptığı çok orijinal bir şey var. Adamın hayatı sahtekârlık üzerine kurulu. Buradan net bir şekilde söylüyorum. Sahtekâra sahtekâr, hırsıza hırsız, haramiye harami diyorum. Bunun sonuçlarına katlanmaya şimdiden hazır olduğumu da herkesin önünde bir kere daha deklare ediyorum. Teminat mektubu temin edemeyen yüklenicinin adına; belediye kullanılarak, belediyenin veznesine para yatırılmış gibi yapılıyor. Biliyorsunuz, ihale işinde olmazsa olmazlardan biri teminattır. Üç türlü ihale teminatı vardır: Bir, banka kefaleti; mektup verirsiniz. İkincisi, hazine tahvili verirsiniz. Üçüncüsü de ilgili kurumun banka hesabına yahut veznesine para yatırırsınız. Bu adam vezneye yatırılmayan parayla alakalı karşı tarafa bir dekont vererek bu ihaleye girmesini temin ediyor ve dolayısıyla kriminal tarihin en önemli işlerinden birini ortaya koyuyor. 
Neden Orta Blok’taki dükkânların en kıymetli olanları yükleniciye kaldı da -yani sana ve yakınlarına peşkeş şeklinde- kıymete haiz bulunmayan işyeri ve dükkânlar belediyenin uhdesine geçti?
Haziran 2018’de annen Raziye Kara Hanımefendi’ye İŞKUR’dan maaş bağlattın ve yakalanınca çark edip haber yapanları haysiyet celladı olarak suçladın. Bu iş, basit bir iş. Bunu annesi üzerinden gündeme getirmemin sebebi, az sonra soracağım soruyla alakalı yoksa bu çok önemli bir şey değil. Keşke annesi, yedi ceddi, onun akrabaları, uzak akrabaları İŞKUR’dan maaş alsaydı da Hasan Kara daha onurlu ve haysiyetli bir adam olabilseydi. Burada sormak istediğim şey şu: İŞKUR’un işe aldığı tüm isimleri bu adam belirliyor. İşe alınanların büyük bir bölümünün banka kartları kendilerine teslim edilmiyor ve paylaşılıyor. “10 sende, 20 sende, 30 sende.” diye o insanların, o garibanların iş umutlarıyla oynanıyor ve rencide edilmeleriyle paraları ellerinden alınıyor. 
Soruyorum: Toplamda kaç insanın maaşına çöktün, kaçının rızkını çaldın? 
Firmayla başımın belaya girmesini istemediğim için adını kısalttım. MİTPGESSVTLD isimli firmadan 50 bin dolar rüşvet aldın mı? 
İçişleri Bakanlığı hangi suç isnatlarından dolayı yargılanmanı talep ediyor?
Danıştay’da dosyan var mı? Danıştay’daki memur yargılamalarına bakan birinci dairedeki 2022/1348 numaralı dosyayı açıklamak ister misin? Açıklamayacağını biliyoruz. 
Merhum Abdi Bulut’un adaylığının ilanıyla birlikte Kilis Belediyesi’nin hesaplarında bulunan yaklaşık 100 milyon TL’nin 90 milyon TL’sini yani dönemin para birimiyle 15 milyon dolarını çaldın mı? Soru olarak sorayım da kibarlık yapmış olayım.
Belediyenin bir reklamında 15 bin, TV79 ekranlarında ise 12 bin bisiklet dağıttığınızı söylüyorsun. 24 Kasım 2018 tarihinde Abdi Bulut’un adaylığı açıklandı. Hasan Kara, Amerikalıların tabiriyle “topal ördek” oldu. O dönemde bu adam bu bisikletleri alıyor. Bunun ihalesi yok. Nasıl aldığı bilinmiyor. Hangi usulle, kaç paraya alıyor? Bu adam, öyle zavallı bir adam ki o bisikletlerden bir tanesini de çocuğuna veriyor. Çocuğu fotoğraf çektiriyor. 
İnsan bu kadar kirli bir zihne sahip olabilir mi? İnsan bu kadar müptezel olabilir mi? Ondan sonra bu insan, halkın karşısına çıkıp hâlâ “Yaparsa Hasan Kara yapar.” diyebilecek kadar hayâ ve iffet duygularını kaybetmiş bir arkadaş. 
O dört aylık ara dönemde kaç tır çam ağacı satın aldın? Bu çam ağaçları nereye dikildi? 
Merhum Abdi Bulut, yolsuzluklarınla ilgili hazırladığı dosyayı AK Parti Genel Merkezi’ne götürdü mü? Götürdü, biliyoruz. Kime götürdüğünü de söyleyebilirim de yine başımı daha fazla ağrıtmak istemiyorum. Bir şeyden endişe ettiğimden değil, işim gücüm Kilis Adliyesi’ne gidip ifade vermek olmasın. Çünkü memlekette hırsıza hırsız demek de suç. Ayrıca, AK Parti’nin seni aday yapmamasında bu dosya etkili oldu mu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sıfır artık projesi nedeniyle yer altı çöp konteyneri yapılmaması yönünde uyarıları var iken gerçek değerinin çok üzerinde bir bedelle yer altı çöp konteyneri işi ihale ettin mi? Yoksa bu paranın tamamını sen mi çaldın? Biliyorsunuz, bu yer altı çöp konteynerleri şimdi muhtelif yerlerde hurda vaziyetinde.
Bu adamın aldığının dörtte biri fiyatına üniversite o dönem, deneme amacıyla bir tane bu çöp konteynerinden alıyor. Yani bu adam yatak ihalesi yapıyor, ondan; baklava işi yapıyor, ondan; asfalt işi yapıyor, ondan… Şimdi Kilisliler bana muhtelif sosyal medya hesapları üzerinden bazı hususlar söylüyor ama ben bunların hiçbirini ispat edemediğim için gündeme getirmiyorum. Benim bu anlattığım ve sorduğum soruların cevabı, 15 Şubat tarihinde Cumhuriyet Meydanı’nda ilan ettiğim evrakta mevcuttur. 
Derivasyon kanallarının geliştirilmesi ve ıslah edilmesi yapım işinden ne kadar para çaldın?
Konya ve Kayseri Şeker Fabrikalarından satın aldığın 7 bin ton şekeri naylon fatura düzenleyerek, adresi bile olmayan biri adına ihraç edilmiş göstererek, ihraç kaydıyla alarak iç piyasaya sattın mı? Cevabı, kamuoyu tarafından biliniyor. Şekeri vergisiz alıp yurt dışına götürüp zararına satarak idareyi yaklaşık 15 milyon TL zarara uğratıyor. Yaklaşık 280 tır yahut 500 kamyon da bu vesileyle Suriye’ye girip çıkıyor. Bu araçlarda da başka başka film ve fırıldaklar dönüyor. Bunları da yine Kilisliler biliyor. 
Son sorum şu: Yedi Aralık Şirketi diye bir şirketi var belediyenin. Bu şirket, Kilis’in il sınırları içinde faaliyetlerini ikinci bir emre kadar durdurdu. Çünkü Hasan Kara gibi şeytanın rahminde döllenmiş bir adam çıktı ve şeytanın aklına gelmeyecek hatta şeytanın içeriden içeriden: “Ya ben bu adama ders vermedim, bu adam bana bile külahımı ters giydirir.” dediği bir şey yaptı. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yahut izni olmadan hiçbir belediye, hiçbir valilik, hiçbir kamu kurulu şirket kuramaz. Peki hiç düşündünüz mü, Yedi Aralık Şirketi nasıl bir şekilde ortaya çıktı? Olan şu: Belediyeler, çeşitli hibeler kabul edebiliyor. Ev, arsa, tarla, araba… Bu arada bu adam, şeytanın aklına gelmeyecek bir yöntemle Gelecek Partisi’nin İl Başkanı İlhan Koska’ya bir şirket kurduruyor. İstanbul Posta Ltd. Şti. Bu şirketi belediyeye hibe ediyor, sözde. Soruyorum: Kilis Belediyesi’ne niye bu arkadaşımız bir şirket hibe etti? Nasıl oldu bu iş? Buna karşılık ne alındı, ne verildi? Ve daha sonra siz gidiyorsunuz ticaret sicili gazetelerine, Yedi Aralık Şirketini incelerken ticaret sicili gazetesinin açık kaynaklarında; bir bakıyorsunuz ki o şirket devrediliyor, Kilis Belediyesi bunu teslim alıyor, sermaye transferi yapıyor, Ahmet Polat diye biri de şirketin müdürü oluyor. Ben, böylece kriminal tarihe geçtiği için bu vesileyle Hasan Kara’yı tebrik ediyorum. 
Arkadaşlar, muhtemeldir ki ben rakiplerimle ilgili son basın toplantısını tertip ediyorum. Lakin 30 Mart tarihi saat 15.00’te yapacağım bir toplantıyla bugün burada açıklamadığım bazı şeyleri açıklayacağım ve bu üç adayla ilgili tüm bildiklerimi söyleyeceğim. 
Şimdi siyasi mevta olan, son çiviyi önümüzdeki 15 gün içerisinde tabutuna çakacağım. Haramibaşı Hasan Kara’nın siyaseten mevta oluşunun ruhuna bir Fatiha okuyun ve bir dakikalık bir saygı duruşunda bulunun ki bu kıymetli arkadaşımızı; kötülüğün, yüzsüzlüğün, hayâsızlığın, arsızlığın simgesi olarak biz hatırlayabilelim.” ifadesini kullandı. 
“Meşetlik Meydanı, İnanılmaz bir güzellik”
Seçime sayılı günler kalasıya küçücük bir park bile olamayacak alanı “Meydan” tabiri ile ifade edildiğini belirten Topaloğlu, “Bu arada Kilis Belediyesi, siz tabii uyuyorsunuz basın mensubu arkadaşlarım farkında değilsiniz; Meşetlik Meydanı diye bir meydan yaptılar. Dün iki meclis azası adayımızla orada tetkikatta bulunduk. Git, git, git… Yorulduk. Bir ucundan öbür ucu görünmüyor Meşetlik Meydanı’nın. İnanılmaz bir güzellik. Hele bir parmak işareti heykel yapmışlar ki muhtemelen Hasan Kara’yı onun üstüne oturtacaklar, zannımca ve tahminimce. Hasan Kara ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.” dedi.
13 Mart 2024 tarihinde Cumhuriyet Meydanı’ndan TV79’da canlı yayın yaptığını belirten İYİ Parti Kilis Belediye Başkan Adayı Yasin Topaloğlu, “Bu yayında söylediğim bazı hususları tekrar etmek istiyorum. Önce 20 yıllık AK Parti’nin belediyeciliği ile ilgili sorduğum soruları bir kere daha huzurlarınızda sormuş olayım. 
Kent gazetesinde bir reklam veriliyor, “Kilis bilir” deniliyor. Bende AK Partili arkadaşlara 20 yıldır belediye yönettiklerinden dolayı Kilis kamuoyu adına birkaç soru sormaya ve söz söylemeye hakkımız olduğunu düşünüyorum:
Kilis bilir sizin Cumhuriyet Caddesi’ne bir tuvalet yapamadığınızı. Yani bir cadde düşünün, iki kilometre boyunca elinizi yıkayacağınız bir lavabonuz yok. 
Kilis bilir sizin, Cumhuriyet Caddesi boyunca bir çöp kovası koyamadığınızı.
Kilis bilir sizin, yolları delik deşik yapıp off-road yarışları için pist olarak kullanılacak hâle getirdiğinizi.
Kilis bilir sizin, çöpleri toplayamayacak kadar beceriksiz olduğunuzu. 
Kilis bilir sizin, Kilis’i yaşanamayacak hâle getirdiğinizi.
Kilis bilir sizin, sebze halini tarım alanına yaptığınızı.
Kilis bilir sizin, 7 bin ton şekeri nasıl iç ettiğinizi.
Kilis bilir sizin, çöp konteynerleri sebebiyle belediyeyi nasıl dolandırdığınızı.
Kilis bilir sizin, Orta Blok’ta nasıl vurgun yaptığınızı.
Kilis bilir sizin, mevzii imarla şehre hançer gibi saplanan binalardan rant sağladığınızı.
Kilis bilir sizin, şehrin en müstesna yeri İçeri Bahçe’ye hastane yaptığınızı.
Kilis bilir sizin, tarım arazilerini nasıl peşkeş çektiğinizi.
Kilis bilir sizin, belediye binasının ihalesini 3 kez iptal edip kime peşkeş çektiğinizi.
Kilis bilir sizin, 200 bin ton asfaltı nasıl kaybettiğinizi.
Kilis bilir sizin, hayırseverlerin yaptırdığı cami ve taziyeevlerine çöktüğüzünü.
Kilis bilir sizin, üzerine kara bir kâbus gibi çöküp şehri nasıl mahvettiğinizi.
Kilis bilir sizin, mezbahayı kapatıp yerini nasıl peşkeş çektiğinizi.
Kilis bilir sizin, 5 yılda bir belediye binasını yıkamayacak kadar beceriksiz olduğunuzu.
Kilis bilir sizin, park yapıp ardından rantiyeye çevirdiğinizi.
Kilis bilir sizin, öğretmenevinin yerine otopark yaparak rant devşirmek istediğinizi.
Kilis bilir sizin, Söğütlüdere’yi nasıl mezbeleye çevirdiğinizi.
Kilis bilir sizin, Resul Osman Dağı’nı mesire yeri yapıp rant devşirip ardından kaderine terk ettiğinizi.
Kilis bilir sizin, konaklarda neler döndürdüğünüzü.” şeklinde konuştu.
“Mal beyanını ben açıklıyorum, sende nasıl edindiğini açıkla Reşit Polat”
AK Parti’nin 20 yıllık icraatlarıyla da ilgili konuştuktan sonra Reşit Polat’a da elbet soruları olduğunu belirten Topaloğlu, “Evvela şunu söylemeliyim: Ben, 8 Kasım’dan bu yana proje açıklıyor; şehirle ilgili bildiklerimi, fikirlerimi seslendiriyorum. Ve bunlarla ilgili çeşitli mecralar üzerinden pek çok şey söyleyip yapıyorum.
Bunlardan bir tanesi şuydu: Ben başta Haramibaşı olmak üzere küpürcü-kuponcu arkadaşa da dedim ki “Mal beyanını açıkla. De ki ben şu tarihte bu kadar, şu yolla mal edindim.” Bunu söylemedi, yapmadı. Bu arkadaşlar da pek fukara. Birinin sadece kendi adına 50 parsel malı çıkar. Şimdi bu küpürcü-kuponcu arkadaşım, pudra şekerci, yanlış söyledim sözü. 
Necmettin Erbakan Mahallesi’nde iki parsel, iki bağımsız bölümü nasıl edindin? Milletvekili maaşıyla mı, eczacılık yaparak mı? Eczacılık yaparak bunlar mümkün oluyor ise ne kadar vergi verdin bunları satın alabilmek için? Bunu açıklayacağımı söylemiştim. Bu 22 parsel malı, birinci harami ve ikinci harami diyerek devam edebiliriz; nasıl edindiğini ben Kilislilere çıkıp açıklaman gerektiğini söylüyorum. Bu arada bir kere daha sorayım: Senin akrabalarının içerisinde uyuşturucuyla ilgili yargılanmayan, ticaret yapmayan, bununla ilgili herhangi bir soruşturma içinde olmayan akraban var mı? Bunu da sormalıyım Kilisliler adına.” dedi. 
Yasin Topaloğlu, yine hızlı bir şekilde Reşit Polat’a olan sorularını şu şekilde sıraladı:
“Ahmet Zorlu’nun Yeşilay Başkanlığı’na atanmasında bir dahliniz oldu mu?
Ahmet Zorlu’nun bir kamu görevlisi olarak aralık ayında Ak Parti’nin Şanlıurfa’ya giden konvoyunda ne işi vardı?
Uyuşturucu yakalanan arabayı siz mi kullanıyordunuz?
Sözcü gazetesinde Ahmet Zorlu için "tanıdığım" derken Twitter hesabınızdan neden "akrabam" dediniz?
Size bir komplo kurulduysa aday olmayı nasıl başardınız?
Kilis’te Amerikan Kültür markasıyla faaliyet gösteren eğitim kurumları sizin mi? Sonra o eğitim kurumları Amerikanca Kültür diye ismini değiştirdi, muhtemelen lisansları iptal edildi. Amerikan Kültür ya da Amerikanca Kültür ile bir mülkiyet ilişkiniz yoksa ücretlerde indirim yapılması için neden size başvuru yapılıyor?
Kamu görevinde olan Ahmet Zorlu, aylık kazancının 500 bin lira olduğunu beyan ediyor. Bu paranın kaynağı hakkında bilginiz var mı? Bir kamu görevlisi Alfa Romeo marka bir arabayı Gaziantep’teki bayisinden nasıl alabiliyor?
Amerikan Kültür Dershaneleri olarak kaç insanı icraya verdiniz?
Ahmet Zorlu tutuklanmadan önce hemen her yerde: "Dershaneye dokunan, Reşit Polat’a dokunur." diyor muydu?
Amerikan Kültür Okulları sahibesi hanımefendiyi tanır mısınız?
Amerikan Kültür Okulları sahibesi hanımefendinin böylesine maliyetli kurumları nasıl sahiplendiği hakkında fikriniz var mı?
Ahmet Zorlu ile tam olarak nasıl bir ilişkiniz var? Akrabanız mı, ortağınız mı, danışmanınız mı?
Uyuşturucu ile yakalanan araba kime ait? Kiralık mı, değil mi?
Kiralık ise kiralayan firmanın sahip ve yöneticileri neden tutuklanmadı da akrabanız Ahmet Zorlu tutuklandı?
Uyuşturucu ticareti yaptığı için tutuklanan başka akrabalarınız var mı?
Beni de bu soruları sorduğum için mahkemeye verip 250 bin lira tazminat isteyecek misiniz?
Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde ortağı olduğunuz ve âlem yaptığınız bir restoran var mı?
Kilis’e bombalar yağarken siz Alanya’da bir diskotekte bulundunuz mu?
Sahte kupür ve reçete düzenleyerek SGK’yı dolandırdınız mı? Bu soruyu sordum, cevap vermedi. Ben bununla ilgili bazı soruların cevabını da benim için kritik tarih olan o tarihe bırakıyorum.
Sağlık İl Müdürlüğü tarafından yakalanıp lisansınızın iptali noktasına geldiniz mi?
SGK’yı toplamda ne kadar zarara uğrattınız?
Yeni Hastane’nin yerinin Kilis’in en güzide yeri İçeri Bahçe’de olması adına politik baskı kurdunuz mu? 
Kurduysanız bundan ne tür bir menfaat temin ettiniz? 
Kilisliler adına, kendimi sorumlu kabul ederek bu soruları bu arkadaşımıza da yöneltmiş oldum. 
Dediğim gibi, 30 Mart tarihinde hem bir genel değerlendirme hem de bu manada fikirlerimi son bir kere daha kamuoyuna deklare etmek adına seslendireceğim.” 
“Elbisen senden daha değerli”
Son olarak CHP Kilis Belediye Başkan Adayı Hakan Bilecen hakkında da eleştiri yapan Topaloğlu, “Şimdi bu arada dördüncü parti, terör sevici parti; ne derseniz. Karpuzcu eş başkan, aklınıza ne gelirse onu söyleyebilirsiniz bu adama. Kendisi, ayranı yok içmeye diye başlayan sözü kesinlikle hak ediyor. Bu adam, “Bitti, ben belediyeyi aldım. Ben belediyeyi kazandım. Belediye bizden sorulur. Biz ekibiz, geldik. Az laf çok iş.” diyor. Daha ilk günden hırsızlığa slogan çalarak başlıyorsun. Sen kendi adına özgün bir cümle kuramayacak kadar kalitesiz bir adamsın. Niteliksiz bir adamsın. Sen boş beleş bir adamsın. Elbisen senden daha değerli, daha kıymetli, daha anlamlı. 
Bu arkadaşlar, daha ortada hiçbir şey yok, bir kooperatif kuruyorlar. Bunu kendisi söylüyor. Ve şehrin bir arsasına çökmeyi de planlıyorlar. Mezme Kalesi’ne kadar da veriyorlar. Arsanın yeri belli. “Belediyeyi kazanırsak, 30 bin 675 metrekare.” diyorlar. Adı da belli: Binevler. Bak, ne kadar parlak zekâya sahip bir belediye başkan adayı var. Ben şimdi bu kooperatifin kurucuları olan isimleri burada deklare edecek değilim ama kendisi etmiş. Ben onun için karışmayacağım. Şimdi bu egomanya, Hasan Kara için -Hasan Kara’yı aratacak bir arkadaş- kendisi sıçan olmadan çuval dibi delmeye çalışarak haddini aşan bir şey söylüyor televizyonda. Bu arkadaş boyundan büyük laflar edecek ya, kendini çok büyük ve önemli bir adam addediyor ya, kazandı ya belediyeyi, mazbatayı hazırmışlar sadece boş yere ismini yazacaklar bunun…” dedi.
Eleştirilerine Hakan Bilecen üzerinden devam eden Topaloğlu, “Gazeteci soruyor buna: “Siz muhalefette bir belediye olacaksınız. Size para göndermezlerse ne yaparsınız?” Bu soruya cevabı şu: “Biz Fransız askerine bile boyun eğmedik.” Yani daha dün kısa donla gezen adam, “biz” diye başlayan bir cümle kurmaya cüret edebiliyor. “Erdoğan yanlış yaptı, ‘hizmet vermez’ söylemiyle halka meydan okuyor. Biz bu meydan okumayı aldık. 31 Mart akşamı bu meydan okumanın karşısında ben kazanacağım. Ben istediğimi aday gönderirim. Recep Tayyip’in orada oturmasını sağlayan, kanunlar. Kanun dışında kimse konuşamaz. Cumhurbaşkanı da olsa konuşamaz.” diyor. 
Şimdi düşünebiliyor musunuz? Ortada fol yok yumurta yok, sandıklar daha kurulmamış, adam başkan olmuş ve memleketin seçilmiş cumhurbaşkanına ayar çekiyor. Bunu da Fransız işgaliyle ilişkilendirerek en son seçimde yüzde 52 oy alıp kendisinin mensubu olduğu partiye 4 puan fark atan adaya bunu söyleyebiliyor çünkü bu adam, kesilmemiş kelek bir karpuz kendi tabiriyle. Ve “Bungalov ev, bungalov ev…” diyor. Herkes tatile gider gibi gidecekmiş. Nereye? Resul Osman Dağı’na. Çok mu özlüyor Resul Osman Dağı’nı insanlar? Bungalov evi, yeni evlenen çiftler balayında kullanacaklarmış. Sen de çadır kuracak mısın oraya? Ben o çadırı sana yedireceğim. Bekle. Nasıl Hasan Kara’yı bu memlekette sokağa çıkamaz hâle getirdiysem, sen sandık sonuçlarını bile bekleyemeyeceksin. Eğer sende zerre kadar utanma, hayâ, izzet, asalet, insanlık varsa o gün o tarih itibarıyla kafana bir kurşun sıkar kurtulursun. 
Kilis’e bombalar düşerken burada yaşamadığı yönünde eleştiri yapıldığına değinen Yasin Topaloğlu, “Bu karpuzcu müptezel de bana sormuş, bir yerde. Ben, Kilis’te hiç çadır kurmadım. Kilis’in yarısı, bombalar düştüğünde Kilis’i terk etti. Sen bundan dolayı daha erdemli, daha ahlaklı, daha insan biri değilsin. 
Ben askerî yetkili değilim, ben bombasavar ya da uçaksavar değilim. Ben Kilis’te o anda bulunsam ne olurdu? Depremde sen bulundun, ne oldu? Ne yaptın? “Efendim İslahiye’de ben bilmem neye katıldım.” İyi, yani off-road yarışları mı vardı da orada katıldın? Sen benim hakkımda söz söyleyecek en son adamsın. Ahlak fukarası bir yerde duruyorsun, seni 30 Mart saat 15.00’e havale ediyorum. Belediyede beni misafir edecekmiş yarım saat. Ben ondan randevu isteyecekmişim. Ben 20 yılda Kilis’te belediye başkanlığı yapan hiçbir Allah’ın kuluna ne randevu için başvurdum ne de makamlarına gittim. Ben senin ağababan Mansur Yavaş’ı bile ciddiye almayan bir adamım. İkide birde Mansur Yavaş’a sığınıyorsun ya, arkamda diye. Zaten sen herhangi bir hikâyesi olan bir adam değilsin ki… Herkesten bir şey alırsın.” 
“O çadırın önünde karpuz kes”
“Bak buradan Karpuzcu arkadaşa bir nazire yapıyorum, bu kıyağımı da unutmasın.” Diyen İYİ Parti Kilis Belediye Başkan Adayı Yasin Topaloğlu, “Diyormuş ki: “Reklamın iyisi kötüsü olmaz.” Sen reklamdan ne anlarsın, siyasetten ne anlarsın, hukuktan ne anlarsın? Sen off-road yarışmalarına git, çadır kur, o çadırın önünde karpuz kes. Bu arada o çadırda alçakça, namertçe neler yaptığınızı 30 Mart tarihinde açıklayacağım. Sen onur ve haysiyet fukarası, ahlak dersinden kalmış, kepaze bir adamsın. Orada benim annemin olduğunu söyleyecek kadar müptezelsin. Sana bu lafını yedireceğim, sana bu lafının bedelini ödeteceğim. Sen gerçekten onurdan, haysiyetten, insanlıktan nasibini alsaydın; benim pir-i fani anneme, ölümü bekleyen anneme bu lafı etmezdin. Bu lafın bedelini sana ödettireceğim. O çadırda benim annem mi vardı? Ne olduğunu, “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.” dendiği için bunu ancak 30 Mart tarihinde saat 15.00’te açıklayacağım ve sen sokağa çıkamayacaksın. Sen, sefil bir yaratıksın! Ahlaktan mahrum bir insansın! Sana bunun bedeli ferade ferade ödeteceğim. Sen, müptezel bir adamsın. Sen insanlıktan, haysiyetten, onurdan, kimlikten, kişilikten nasibini almamışsın. O çadırda kimin olduğunu ben sana göstereceğim. 
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Bilahare, ben radyo ve televizyon programları üzerinden zaten 31 Mart’a kadar konuşmaya devam edeceğim. Teşrifinizden dolayı hepinize teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.

(Haber Mustafa GÜNAL)

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...