CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz Cuma günü öğleden sonra Cumhuriyet Halk Partisi Kilis il Başkanğından bir basın açıklaması gerçekleştirdi. CHP Kilis il Başkanı Ahmet Hangillioğlunun Ankara’da toplantıya katılamsından dolayı katılamadığı basın açıklamasına Kilis Belediye Başkanı Av. Hakan Bilecen, Polateli belediye Başkanı Ali Koyuncu, CHP merkez ilçe Başkanı Ahmet Geloğlu ve partililer katıldı. “Bu depremde AKP’nin sağlıkta dönüşüm politikası enkaz altında kalmıştır” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz şu açıklamalrda bulundu. “Biz deprem bölgesindeyiz. Aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen neler değişti? Bu bölgenin sağlık sorunları nelerdir? Bunları görmek ve yerinde incelemek için bir çalışma başlattık. Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Gaziantep ve Kilis ziyaretimzideyiz. Öncelikle ben Kilis’te Kilisli hemşerilerimize teşekkür etmek istiyorum. Kilisi emin bir isme emanet ettiler. Cumhuriyet Halk Partimize ve Sayın Hakan Başkanımıza emanet ettiler. Burada sosyal belediyecilik ilkeleri ile arkadaşlarımızın yerel yönetimlerde çalışarak Kilis’in kaybettiği tüm değerleri yeniden ayağa kaldırarak burada sağlıklı bir Kilis yaratacaklarını biliyoruz. Bölgemiz çok büyük bir deprem yaşadı 6 Şubat depremleri ile. Bu depremde çok büyük kayıplar yaşadık ve çok can kaybımız oldu. Ben öncelikle bu büyük depremde hayatını kaybetmiş olan vatandaşlarımızı saygı sevgi ve minnetle anmak istiyorum. Hepimize ve Kilisli hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Deprem bir gerçek ve bir doğa olayı. Bunu mutlaka yaşayacağız. Tek yaşayan ülke’de biz değiliz. Dünyanın her yerinde yer kabuğu hareketleri milyonlarca yıl devam ediyor. Fakat nedense bu doğa olayında böyle binlerle, on binlerle, yüzbinlerle ölmek bize düşüyor ve bununda ismi kader olarak görülüyor. Bu bir kader değil bu şehirlerimizin terk edildiği rant ekonomisinin bir sonucu. Bugün baktığınız zaman bir mühendislik olarak konut yapamk çok ağır bir mühendislik değil. Ama baktığımzıda ranta açılan şehirlerimiz, uygunsuz zeminlerde yapılan yüksek binalar, çürük binalar ve kaçak olarak yapılan binalara imar affı imar barışı denilerekten verilen oturma izinleri ve ruhsatlarla kader diyerek binlerle yüzbinlerle ölüme mahkum ediliyoruz adeta. Bugün baktığımızda yıkılan binaların bir çoğu imar affı ile affedilen binalar. Öncelikle biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak dirençli kentler,ranta değil halkımız için, sağlıklı bir şekilde şehirlerde yaşamak için dpremlere ve olası afetlere karşı dirençli kentler inşa edeceğiz. Bunun öncelikli olarak sizlere sözünü veriyoruz. Bunu yaparken sadece konutların veya kullanım alanlarının dirençli olması yetmiyor. Biz aynı zamanda dirençli bir sağlık sistemide inşa edeceğiz. Hastanelerimizi bir deprem sonrası sel fekaeti sonrası hizmetine devam edecek ve halkımıza hizmet verebilecek bir şekilde inşa edeceğiz. Bugün sağlık sistemine baktığımızda bir yandan hastaneler bu depremde enkaz altında kalırken yıkılırken içinde sağlık emekçilerimiz hayatını kaybediyor, bir yandanda sağlık sistemi bu depremde enkaz altında kalarak bizleri sağlıksızlığa ve can kaybına mahkum ediyor. Depremden dolayı bölgeye baktığımızda bir çok hastane yıkıldı. Bu hastanelerin bir kısmı da çok yeni hastanelerde yeni yapılmışlardı. Maalesef gerçek göz önünde bulundurulmadan inşa edilen bu hasteneler sağlık emekçilerimizin canına mal oldu. Fakat bunun yanı sıra 2003 yılında AKP iktidarı sağlıkta dönüşüm diyerek daha önce çok güzel bir şekilde verilen sağlık hizmetlerimizi ticari bir meta haline getirdi ve artık paran kadar sağlık ile biz başbaşa kaldık. Bugün 5 dakikada bir aile tomografi gibi kan tetkikleri gibi 6 aya bir yıla kadar uzayan randevu süreleri alınmayan randevular, randevu alındığında da büyük bir iş yükü ile sağlık personeli ile karşı karşıya kalıp 5 dakika içerisinde ne kadar derdinizi anlatabilirseniz o kadars ağlık hizmeti ve bunun karşılığında da özel hastnelerde de binlerce lira aktararak elde edeceğimiz bir sağlık hizmeti. Artık bu dönemde sağlıkta dönüşüm sağlıkta eziyete dönüşmüş durumdadır. Sağlık hizmetine erişemeyen halkımız, ilaca erişemeyen halkımız bugün deprem bölgesinde katkı payları alınmıyor ama ilaç fiyat farkı olarak yüzlerce lira sizlerden vatandaşlarımızdan para talep ediliyor. Bugün evini kaybetmiş, işini kaybetmiş çok zor durumda yaşayan deprem bölgesinde ki halkımız maalesef ilaca erişemiyor,sağlık hizmetlerine erişemiyor. Bundan dolayı çocuklarımız kadınalrımız gelişme geriliği ve yoksullukla karşı karşıya kalıyor. Daha önce CHP olarak bizler bu bölgede incelemeler yaptık. Buraya geldik sorunları konuştuk ve dönmein sağlık bakanına buranın sağlık problemlerini götürdük. Kendisi dinledi fakat hiç bir şey yapmadı. Dedik ki bu bölgede çok büyük bir travma yaşandı. İnsanlarımız ailelerini,işlerini heşeylerini kaybetti. Bundan dolayı burada bir psikolojik tedavi rehabilitasyon sürecinin olması lazım dedik bunun için ciddi bir sağlık organizasyonu yapılması lazım dedik. Aile sağlığı merkezleri konteynırlarda yağmurun, çamurun veya güneşin altında sağlıkçılarımız perişan bunların hızlı bir şekilde güvenli yerlerde hizmet vermesi gereklidir dedik. Koruyucu sağlık hizmetleri dedik ve fakat bugün geldiğimiz noktada bunların çok büyük oranda gerçekleştirilmediğini görüyoruz. Bugün uzuv kaybı yaşayan insanlarımız, deprem bölgesinde herşeyini kaybeden ailesini kaybeden sevdiklerini kaybeden depremzelerimiz bugün çok büyük bir çöküntü yaşıyor bu bölgede. Tabi bunun karşılığında intihar oranlarında çok büyük artış var. Depresyon ilçalarının kullanımda çok büyük bir artış var. Madde bağımlılığı uyuşturucu bağımlılığı var gençlerimizde ve insanlarımızda . Biz bütün bunların sonucunda buraya Toplum ruh sağlığı merkezi istiyoruz. Yaralanan uzuv kaybı yaşayan insanlarımız içinde burada bu bölgede Fizik tedavi merkezleri istiyoruz. Buraya Toplum sağlığı istiyoruz. Bu depremde sağlıkta dönüşüm politikası enkaz altında kalmıştır. Sağlıkta dönüşüm konusunda AKPnin adres olmadığını çok iyi biliyoruz. Bugün yoksul halkımızın kaynaklarının şehir hastanesi adı altında sermaye guruplarına aktaran siyasi anlayış şehir hastaneleri bizim gözbebeğimiz medarı iftiharımız demektedir. Şehir hastaneleri sağlık hizmeti almada sağlığa ulaşmada artık bir engel haline gelmiştir. Ekonomi içinde ve Türkiye içinde bir kara delik haline gelmiştir. Bütün bunların yanında Kilis’e geldiğimizde Kilis’in burada 110 bin civarında nüfusu varken hizmet için yapılan ödenek 110 bin nüfus üzerinden yapılırken yaşanan göçlerle 280-300 bine yakın insana hizmet vermek zorunda kalıyor. Bunlar burada yaşam kalitesini hizmet kalitesini düşürmektedir. Onun için burada yaşayan nüfus kaç ise ona göre ödenek ayrılmalıdır. Ayrıca deprem bölgesinde büyük bir alt yapı eksikliği ve üst yapı sıkıntısı vardır. Belediyelerimiz bütün bunlarla savaşmak zorunda. Sularıyla,kanalizasyonuyla,konutlarıyla,sosyal alanlarıyla tüm bunlarla savaşmak zorunda. Onun için bu bölge normal bir bölge gibi değerlendirilemez. Deprem öncesi ödenekler ile bu hizmetler yerine getirilemez. Bu ödenekler ile halkımızın sağlığı güvence altına alınamaz. Deprem bölgesi olarak buranın ödeneğinin bir an önce arttırılması gerekiyor. Sağlık anlamında da bugün Kilis’e geldiğimiz zaman iki hastanemizden birisi ağır hasar aldığı için kullanılamaz durumda. Sadece bir hastenemiz var o da 250 yataklı. Burada Kilis’te hastanemiz olmadığı için insanlarımız sağlık hizmetlerine ulaşamıyorlar. Bu nedenle burada ki hastanenin hızlı bir şekilde yenilenmesini yeniden yapılmasını istiyoruz. Burada hastane yapmanın yanı sıra eksik olan doktor kadroları hemşire kadroları burada tamamlanmalıdır. Ayroca yine sağlık personeli eksiğimiz var ve tamamlanmalıdır. Devletin en önemli sorumluluğu sağlık hizmetidir. Sağlık bir yaşam hakkıdır. Acil bir şekilde erken seçim istiyoruz” dedi. HABER : Mustafa Günal