<div></div> <div>TÜRKAV’ın, Türkiye’nin en etkin sivil toplum kuruluşlarından birisi olduğunu ve 33. Yaşını doldurduğunu belirtti.</div> <div>Bir tesbihin üçte birinin 33 olduğunu belirten Önder Gül, “33 geleneğimizde uğurlu bir sayıdır. Yaş günümüz başta Ülkücü Kamu çalışanları mensuplarımız olmak üzere Ülkemize, Milletimize ve Türk dünyasına kutlu olsun.</div> <div>Vakfımızın adı; Kamu çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, ekonomik durumlarının geliştirilmesi gibi sınırlı bir anlam çağrışımı yapsa da, artık herkes biliyor ki; TÜRKAV kaderini Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kaderiyle bütünleştirmiş, “Devlet ü ebed müddet” ülküsüne gönülden bağlanmış ülkücü aydın kamu çalışanlarının kalesidir.</div> <div>Yükselen ve iktidara yürüyen Türk Milliyetçiliği hareketinin önünü kesmek için yapılan 12 Eylül 1980 Cunta darbesi MHP ve MHP’ye gönül veren tüm Ülkücü Kuruluşları kapatmış, mal varlıklarına el koymuş, Ülkücü Hareketin Lideri ve ileri gelen öncü kadrolarını siyasi yasaklı yapmış, adeta elimiz kolumuz bağlanmıştı. Sadece MHP ve Ülkü Ocakları değil, yan kuruluşlar tabir edilen topyekün ülkücü teşkilatlar Ülküm, Ülkü-Bir, Ülkü-Tek, Ülkücü İşçiler Derneği, Ülkü-Köy kapatılmış, üstelik 12 Eylül darbe Anayasası ile özellikle kamu çalışanlarının teşkilatlanma hakları ellerinden alınmıştı. Dernek kurmak, üye olmak yasaktı. Sendika kurmak, sendikal mücadele vermek zaten öteden beri yasaktı. İşte böylesi despot bir yapılanma içinde, Ülkücü Kamu çalışanlarının tekrar teşkilatlanması imkânsız gibi görünüyordu. </div> <div>“Türk’ün Devlet kurucu teşkilatçılık yeteneğinin deha çapındaki örneği Başbuğ Alparslan Türkeş’tir” diyen Gül, “Kamudaki eli kolu bağlı ülkücü kadronun ileri gelenleriyle yaptığı istişarî görüşmelerden sonra bir ara formül buldu: İsminde doğrudan siyasî, ideolojik çağrışım bulunmayan bir vakıf kurarak, kamu kesiminde çalışan bütün ülkücüleri tek çatı altında toplamak… Bunun adı TÜRKAV olarak tespit ve tescil edildi. Hukukî ve ekonomik çok zor, çok ağır şartlar altında Başbuğ Türkeş’in tavsiye ve talimatlarına uygun olarak Ali Işıklar başkanlığında bir heyet tarafından 6 Mart 1989 tarihinde TÜRKAV kuruldu.” ifadelerini kullandı.</div> <div>TÜRKAV’ın kuruluşuyla, öncelikle dağılan ve psikolojik bozgun yaşayan budanmış ülkücü hareketin yeniden toparlanmasının ilk adımı atılmış olduğunu ifade eden Önder Gül, yaptığı açıklamayı şu şekilde sürdürdü:</div> <div>“Devletin ve milletin varlığını, birliğini, dirliğini tehdit ve imhaya yönelik her türlü nifak ve terör örgütleriyle, bugünkü PKK’nın benzeri cinayet şebekeleriyle sadece malını değil, kanını canını feda pahasına mücadele eden, otorite boşluğunda sayısı binlerle ifade edilen mensubunu şehit veren ülkücü hareket yeniden ayağa kalkmalı, şahlanmalıydı. Allah-Bayrak-Vatan-Millet aşkıyla çarpan ülkücü yürekler, Türk istiklâli ve istikbali için aydınlık fikirler üreten beyinler yeniden kafa kafaya, omuz omuza vermeliydi.</div> <div>Demek ki TÜRKAV’ın birinci misyonu, baskınla dağılan ülkü kervanını toplayıp, yeniden yola koyulmak olmuştur.</div> <div>TÜRKAV mensupları Başbuğ Türkeş’ten aldıkları feyiz ve siyasî akılla dünyadaki ve Türkiye’deki toplumsal gelişmeleri çok iyi okumuşlar, kamu çalışanlarının ellerini kollarını bağlayan teşkilatlanma haklarını gasbeden engellerin aşılmasına da öncülük etmişlerdir.</div> <div>Vakıf kurucu heyetimiz bu alanda da tarihi bir misyon yüklenip, her biri kendi işkollarındaki kesimi temsil eden Kamu Çalışanları Sendikalarının Genel Başkanlığını üstlenerek Türkiye Kamu-Sen’i kurdular. Türkiye Kamu-Sen, TÜRKAV’ın kamu çalışanlarına öncülük ettiği en büyük, en değerli armağandır. Demek ki TÜRKAV’ın ikinci misyonu da, kamu çalışanlarının çağdaş dünya standartlarına uygun teşkilatlanma ve hak arama yollarını açmasıdır.</div> <div>Bugün iftiharla görüyoruz ki; Türkiye Kamu-Sen, kamu çalışanları kesiminin hak arama ve hizmet kalitesinin yükselmesi yolunda en etkin grubu temsil ediyor.</div> <div>Bize Türk Milleti ve Devleti için bozgunculuk yapmadan en etkin, yasal, demokratik, insanî yollardan hak arama yollarını açan dünya Türklüğünün manevî lideri Başbuğ Türkeş’e rahmet olsun. Yolu yolumuz, davası davamız, çizgisi çizgimizdir. O’nun bıraktığı manevî mirasın takipçisi olmaktan onur ve kıvanç duymaktayız.</div> <div>Bugün de Başbuğ Türkeş’in emanetçisi, Devlet aklı ile hareket eden, adeta Türklüğü yeniden Ergenekon'dan çıkaran Bilge Lider Devlet Bahçeli öncülüğünde yolumuza devam ediyoruz... </div> <div>Üyelerimize, camiamıza Türk Milleti var oldukça sonsuza kadar yaşayacak TÜRKAV’ımızın daha nice yıllar hizmetlerini görmek, hizmet etmek nasip olsun. 33. Yaşımız kutlu olsun." diye konuştu.</div> <div>Haber: Şükrü UNCUOĞLU</div>