<div><strong>MHP LİDERİ BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI: </strong></div> <div>Nereye gideceğimizi bilmiyorsak takip edeceğimiz herhangi bir yolun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Attığımız adımlar geriye gitmeden sürekli ileriye doğru olmalıdır. Bunu yaparken sağ duyunun yörüngesinden ayrılmamak lazımdır. Bütün ayrılıkları bir kenara koyalım. Kutupları aşındıran siyaset doğrudur. Bekamıza namlu çevrilmişken birlik içinde olmalıyız. Sınıflı bir toplum yapısını reddediyoruz. Kutuplaşmayı giderme hedefindeyiz. Siyaseti menfaat ekseni üzerinde görenlerden olmadık, olmayız. Doğru siyaset, toplumu uzlaştıran ahlaklı siyasettir. Siyasette hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert veya yumuşak tavrımız fertlerin fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır.</div> <div><strong>(MECLİS'TE DEM PARTİ SIRALARINA GİTMESİ)</strong></div> <div>Siyaset bir savaş biçimi değildir. Konuşup çözemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Bu Meclis mazlum halkların umududur. Cumhurbaşkanımızın Meclis açılışındaki sözleri dikkate değerdir. Uzattığım el 'gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın' temenni ve teklifidir. Biz durduk yere el vermeyiz. Uzattığımız el, milli birlik mesajıdır. DEM'e düşen sorumluluk bu ele karşılık Türkiye Partisi olmasıdır. Türkiye böylesine karanlık ve karmaşık dönemleri vahim bedeller ödeyerek geride bırakmıştır.</div> <div><strong>"TÜRKSÜZ ANADOLU CEHENNEMİN DİĞER ADIDIR"</strong></div> <div>Türksüz Anadolu cehennemin dier adıdır. Artık büyük Türk milleti için gidilecek başka göç güzergahı kalmamıştır. İsrail kuvvetle durdurulmalıdır. İsrail'e karşı güç kullanılmalıdır. BM bu görevi üstlenerek katiller sürüsünü cezalandırmalı. </div> <div><strong>"BUGÜN MESELE BEYRUT DEĞİL ANKARA'DIR"</strong></div> <div>Karşımızda yeni bir Sevr dayatması olduğunu göreceksiniz. Bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır, hedef Şam Bağdat değil İstanbul'dur. İsrail terörünün saklı ajandasında Türkiye vardır.</div> <div><strong>ARTAN ŞİDDET OLAYLARI</strong></div> <div>Cezaları artırmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur. Şiddete boyun eğmek gibi bir düşüncemiz olamaz. Uyuşturucu kullanım yaşı oldukça düşmüştür. İnsan gün geçtikçe yiyen içen üreyen fırsat buldukça başka insanlara şiddet uygulayan zamanın akıntısında sürüklenip giden bir varlık haline gelmiştir. Asıl felaket de budur. Cezasızlık şikayetleri genişlerse yapanın yanına yaptıkları kar kalırsa o halde herkes kendi ölçüsüne göre adaleti sağlamak peşine takılacak devletin temellleri sarsılacaktır." İHA</div>