KİTSO tarafından Kilis üzerine hazırlanan raporu Bakan Yerlikaya’ya sundular

KİTSO tarafından Kilis üzerine hazırlanan raporu Bakan Yerlikaya’ya sundular

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Emin Serin, Kilis’te gerçekleştirmiş olduğu temaslarında Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hacı Mustafa Celkanlı’ya ziyaret gerçekleştirmişti. 

BBP Genel Başkan Yardımcısı Serin’in KİTSO’ya gerçekleştirmiş olduğu ziyaretinde ve Kilis ziyaretinin son gününde BBP Kilis İl Başkanı Abdullah Alpdağ’ın da katılım sağladığı ve Kilis’te görev yapan basın mensupları ile bir araya gelerek basın mensuplarından da Kilis ile ilgili sıkıntıları dinleyip aynı gün Dışişleri ve İçişleri Bakanlıklarından randevu talep etmişti.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Emin Serin’in Ankara’ya giderek Genel Merkezde Kilis’te edindiği bilgileri BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye aktarması sonucu BBP Genel Merkezini ziyaret eden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya Kilis üzerine hazırlanan raporu ve Kilis Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan ‘’BİR MODEL OLARAK SINIR TİCARETİ UYGULAMA ÖNERİSİ’’ dosyasını sundular.


KİTSO BAŞKANI HACI MUSTAFA CELKANLI TARAFINDAN HAZIRLANAN ve BAKAN YERLİKAYA’YA SUNULAN ‘’BİR MODEL OLARAK SINIR TİCARETİ UYGULAMA ÖNERİSİ’’

‘’Sınır ticareti özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde öne çıkmış özel bir ticaret şeklidir. Sınır ticareti ile malların kolay ve ucuz temin edilmesi, karşılıklı ticaretin ve işbirliğinin geliştirilmesi ile bölgesel iyi komşuluk ve barış ortamı sağlanarak karşılıklı güven oluşturulması mümkündür.

Sınır ticaretinin bölgelerarası gelişmişlik farkını azaltma, istihdam yaratma ve illerin ekonomisine katkı yaparak refah düzeyini yükseltme gibi etkileri olduğu belirlenmiştir.

İthalat ve İhracat rejimine göre şartları ve kaideleri daha basit, bürokratik işlemleri azaltılmış, az sermaye ile yapılabilen bir ticaret dalı olan sınır ticareti bu özellikleri ile girişimcilik bilincinin oluşmasına önemli katkı yaptığı kabul edilmektedir. 

Sınır Ticaretini, uluslararası ticaret yapmak isteyenler için adeta bir eğitim yeri, bir ticaret okulu gibi görmek gerekir. Sınır Ticaretini yaparak işi öğrenen birçok işadamının bugün değişik ülkelerle ticaret yaptığı, O ülkelerle ithalat ve ihracat gerçekleştirdiği görülmektedir.

Dünyada en çok gümrüğü olan ülkelerden biri olan Ülkemizin çok sayıda gümrüğün getirdiği yüksek maliyeti, bu kapıların sınır ticareti ile değerlendirmesi halinde önemli katkıya dönüştürülmesi mümkündür.

Ülkemizin komşu ülkelerle paylaştığı dil, din, tarih, kültür birliği ve coğrafi yakınlık gibi ortak değerlerin avantajından yararlanarak uygun bir ticaret modeli geliştirmesi gerekmektedir. Bunun için Sınır Ticaret Merkezlerinin bir model olarak yaygınlaştırılması ve sınır ticaretinin bu merkezler üzerinden yapılması uygun olacaktır.

Sınır ticaretinin en kısa yoldan, sıfır maliyetli yatırım ile: 
•    İstihdama katkısı,
•    Gelir ve refahın yükselmesine katkısı,
•    Bölgelerarası gelişmişlik farkının kapatılması,
•    Bölgesel dış ticaret potansiyelini arttırma,
•    Girişimcilik bilinci oluşturma,
Etkilerinin olduğu unutulmamalıdır. 

Güvenlik, kaçakçılık, iç piyasayı bozduğu gibi gerekçelerle sınır ticaretinin kapsamı 2000 yılından itibaren aşamalı bir biçimde daraltılmıştır. Sınırlar siyasi olarak iki ülkeyi birbirinden ayırmasına rağmen, sınırın iki tarafında yaşayan insanların ekonomik, sosyal, kültürel ilişkileri ve akrabalık bağları devam etmektedir. Dolayısıyla, önemli olan bu ticaretin kontrollü ve resmi yollardan yapılmasına imkân sağlamaktır. Bunun için yapılması gereken, sınır ticaretinin kapsamının daraltılması yerine, var olan sorunları çözerek yeni bir model geliştirilmesidir. Bu endişe ve kayıt dışılığın Sınır Ticaret Merkezleri sayesinde ortadan kalkacağı düşünülmektedir. Sınır ticaretinin bölge insanı için umut, iş, aş kaynağı olduğu unutulmadan Sınır Ticaret Merkezlerinin sınır illerinde bulunan gümrük kapılarına kurularak yaygınlaştırılması önem kazanmaktadır. 

Öncelikle sınır ticareti uygulaması komşu ülkeler arasında varılan karşılıklı anlaşmalarla düzenlenmeli ve karşılıklı çıkar ilişkisi korunarak müşterek uygulamaya gidilmelidir. Bu amaçla Ülkemizin komşu ülkelerle yeniden ticaret ve ekonomiyi öne çıkartan görüşmelerin başlatılması ve devamlılığının sağlanması önem kazanmaktadır.

Sınır ticaretinin esas amacının, her iki ülkenin sınır bölgelerinin ihtiyaçlarının ucuz olarak karşılanması yerine, bölge ticaretinin canlandırılarak sınırda yaşayan insanlarını ekonomik gelirlerinin ve refah düzeylerinin yükseltilmesi olmalıdır.

Sınır ticareti kapsamındaki mallar listesi genişletilmelidir. Bu konuda Ankara’ da toplanan yetkilerin bir kısmı Sınır İli Valiliklerince kullanılabilmelidir.

Sınır ticaretine konu eşyalara ait ithalat kotaları veya İthalat Değer Limitleri arttırılmalıdır. Bilhassa Suriye sınırında bulunan İller arasındaki var olan kalkınmışlık farkının azaltılması amacıyla kapsam içerisinde bulunan illere eşit olarak dağıtılmalıdır. Kotaların yada İthalat Değer Limitlerinin dağıtımında “aslan payı” uygulaması olmamalıdır.

Sınır illerinde yapılan dış ticaret daha çok Sınır Ticaret Merkezlerinden yapılmalıdır. Şartları ve kaideleri zor olan, yapılması belli bir birikime ve sermayeye dayanan ithalat ve ihracat yerine; Bürokratik işlemleri ve formaliteleri azaltılmış büyük finans kaynaklarına gereksinim duyulmayan, belli vergi indirimi ve avantajlara sahip sınır ticaretinin tercih edilmesine imkân tanınmalıdır. Kolay var iken zor seçilmemelidir. 

Sınır Ticaret merkezlerinden ihracat ve ithalat yoluyla getirilen malların kapsam içerisinde bulunan bölge dışına çıkartılması kolaylaştırılmalıdır. Böylece bölenin ticaretinin canlanması ve ekonomisinin gelişmesi sağlanmalıdır. 

Sınır ticareti kapsamında yapılan ithalat-ihracat dengesinin uzun zaman içerisinde sabır ve iyi niyet içerisinde değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kısa dönem rakamları temel alınarak bardağın boş tarafını görmek sınır ticaretinin gelişmesini engelleyebilir. Uzun zaman içerisinde değerlendirilmesi ve bardağın dolu tarafının da görülmesi gerekmektedir. Sınır ticareti arttıkça, Türk mallarının komşu ülkelerde daha iyi tanınması ve yaygınlaşması ve bunun sonucunda Türk mallarına talebin artması ve zaman içerisinde bu durumun normal ihracatı da arttıracağı beklenebilir.

Sınır ticareti sadece dış ticaret işlemlerinde bölgeye tanınmış özel bir ticaret dalı olarak değil, döviz kazandırıcı hizmetlerden biri olarak görülmelidir. Sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile birlikte geliştirilecek olan Sınır Ticareti stratejisi Devlet politikası haline getirilmelidir. 

SINIR TİCARETİ UYGULAMA ÖNERİSİ;

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı Bölgesi ile Kilis arasında bir Sınır Ticaret Merkezi kurulmalıdır. Kurulacak Sınır Ticaret Merkezlerinin bir model olarak işlenmesi ve kendini ispat etmesi halinde, kısa zamanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Sınır Ticareti alanlarından oluşan bir kuşağın oluşması imkânı doğacaktır. Bu ise, kapsam içerisindeki illerin gelir ve refah düzeyini yükselterek bölgesel kalkınmayı gerçekleştirecek ve Ülkemize de katkıda bulunacaktır. Sınır Ticaret Merkezleri oluşturulurken bu hedef Devlet politikası haline getirilmelidir. 

Sınır ticaretinin teşvik edilmesi ve desteklenmesinin meydana getireceği olumlu etkiler oldukça kısa bir sürede kendini göstermektedir. Sanayi, hayvancılık ve tarım sektörüne yapılan yatırımların sonuçları beş-on yılda ancak alınabilirken, sınır ticaretinin ekonomik ve sosyal hayata etkilerini birkaç ay içerisinde görmek mümkün olmaktadır.

Yıllardır Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin kalkındırılması hükümetlerin en büyük hedefi olmuştur. Ancak, gerek iklim koşullarının olumsuzluğu, gerekse coğrafi yapının zor şartları bölgenin kalkınmasını zorlaştırmıştır. Bölgeye yönelik çeşitli teşvik paketleri açıklanmasına rağmen, bölgenin bu olumsuz şartları ve yıllardır süren güvenlik sorunu özel sektörün bölgeye yatırım yapmasını engellemiştir. Bölgenin temel geçim kaynağı olan hayvancılık da tükenmek üzeredir. İşte böyle bir durumda alternatif bir kalkınma modeli olarak bölgede Sınır Ticaretinin önemi artmaktadır. 

Bölgenin kalkınmasına yönelik önerilen modelin özeti aşağıda belirtilmiştir.

Aşağıdaki haritada yeşil çember içerisinde gösterilen Artvin, Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Mardin ,Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Antakya illerinde (toplam 13 il) Valilik bünyesinde Özel idare, Belediyeler ve Ticaret/Sanayi Odaları tarafından kurulacak Anonim Şirketler vasıtasıyla Sınır Ticaret Merkezleri kurulmalı ve bu merkezdeki işyerleri tespit edilecek şartları haiz firmalara kiralanmalıdır. 

Aşağıdaki haritada sarı çember içerisinde gösterilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında kalan ancak Sınır Ticaret Merkezi bulunan illere komşu olan Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Rize illeri ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde bulunan diğer iller Erzurum, Muş, Bitlis, Siirt, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Adıyaman illerinde (toplam 16 il) de Sınır Ticareti uygulamasından faydalandırılmalıdır.  

Sınır Ticaret merkezi kurulacak 13 il + komşu 4 il + diğer doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesi içerisinde yer alan 12 il olmak üzere toplam 29 ilde en az 2 yıldır yerleşik firmalar ait oldukları Valiliklerden Sınır Ticareti Belgesi alarak Sınır Ticaret Merkezlerinden aylık kotaları ile sınırlandırılmak üzere mal alımı yapabilmelidir.

Sınır Ticaret Merkezlerden işyerleri kiralayan firmalar Bakanlığın tespit ettiği kotalar dahilinde sınır ticareti kapsamına giren komşu ülke menşeli ürünleri gümrüksüz olarak SINIR TİCARET MERKEZİNE getirerek GÜMRÜK GİRİŞ VARAKASI ile kayıt altına alınmalıdır. Bu mallar Sınır ticareti kapsamı içerisindeki yukarıda yazılı bulunan 29 ilde sınır ticareti belgesi sahibi vergi mükellefleri firmalara satılabilmelidir. 

Sınır Ticaret Merkezlerine gümrük vergisiz getirilen mallar Sınır Ticareti Belgesi sahibi Vergi Mükellefi firmalara satılarak Sınır Ticaret Merkezi dışına çıkartılırken gümrük vergisiz ya da Bakanlıkça tespit edilecek miktarda düşük gümrük vergisi tahsil edilmelidir. 

Sınır Ticaret Merkezlerinden Sınır Ticaret Belgesi sahibi vergi mükellefi esnaf veya tacirler ayda 50 bin Dolarlık mal alabilmelidir.

Sınır ticareti kapsamındaki ürünlerin sınır ticareti kapsamındaki 29 ilde dolaşımı serbest olmalıdır. 

Bu uygulamada esas alınan ;

Sınır ticareti ile komşu iki ilin ihtiyacının karşılanmasından ziyade bölgenin kalkınmasına katkıda bulunarak bölge illerinin gelir ve refah düzeyini yükseltmek ve bölgesel kalkınmayı gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak, 
 
Sınır ticareti kapsamında ithalatın yanında ihracat yapma imkanı sağlamak,

Sınır Ticaret Merkezindeki işyerleri komşu ülkeden getirdiği malı Sınır Ticareti belgesi sahibi firmalara satarak elde ettikleri gelir nedeniyle gelir vergisi ödenmesi,

Sınır Ticaret Merkezinden mal alan firma bu malı kapsam içerisindeki diğer ildeki vergi mükellefi firmaya satarak elde ettiği gelir nedeniyle yine gelir vergisi ödenmesi,

Sınır ticareti  kapsamında diğer ildeki firmadan mal alan firmalar bunu tüketiciye intikal ettirirken elde edeceği gelir nedeni ile yine gelir vergisi ödenmesi,

Yani Sınır Ticareti kapsamında getirilen bir mal birkaç defa vergi mükellefi firmalar arasında el değiştirerek birkaç defa gelir vergisi ödenmesine neden olacağından gümrük vergisi kayıplarından dolayı Devletin zararı önlenerek vergi gelirinin arttırılması,

Esas alınmıştır’’ denildi. MEHMET REYHANLI