<div>Kilis Belediye Başkanı Av. Hakan Bilecen, Kilis Baro Başkanı Av. Mehmet Taşçı ve Baro Yönetim kuruluşu ile kadınların destek verdiği basın açıklamasında Öldürülmeden yaşamak istiyoruz denildi.Yapılan basın açıklamasında,"Bir kaç gün öncesinde İstanbul'da yaşanan iki genç kadının canavarca hisle öldürülmesi olayından dolayı çok üzgünüz aynı zamanda da çok ÖFKELİ..Öncelikle son 2 ayda olan kadın ve çocuk cinayetleri taciz ve tecavüz olaylarının sıralamasını hepimizin dinlemesi gerekiyor.2024 Eylül Ayında Erkekler Tarafından 34 Kadın Öldürüldü, 20 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu. Ağustos ayında öldürülen 34 kadının 16’sı evli olduğu erkek, 4’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek,2’si oğlu, 2’si tanıdığı biri,1’iakrabası,1’ibabası,1’i eski den evli olduğu erkek,1’i tanımadığı biri tarafından öldürülmüştür. 2 kadının öldürüldüğü kişiyle yakınlığı tespit edilememiştir.Bu ay kadınların %47’si evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.Eylül ayında görevi başındayken öldürülen polis ŞeydaYılmaz'ın failinin 26 farklı suç kaydı olduğu ortada.Suçlular sokaklarda geziyor. Kadınlar ölüyor. Kadınları öldürenler cezasız kalıyor.İstanbul Fatihte Semih Çelik tarafından öldürülen iki genç kadın Türkiye'yi derinden sarsmıştır. Şahsın madde bağımlısı olduğu ve akıl hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi.Yine İstanbul Beyoğlu'nda Semir Tarhan ve Ömer Koru sokak ortasında bir kadına cinsel saldırıda bulundu. Şahısların madde bağımlısı olduğu ifade edildi. Sıla bebek ve Narin'in hayatı korkunç cinayette sona erdi. Burada asıl konuşulması gereken nokta kadınların mevcut sistem tarafından KORUNAMAMASIDIR. Akıl hastalığı teşhisi konudan,madde bağımlısı olan, maktül tarafından defalarca ihbar edilen şüphelileri serbest bırakılmasını sağlayan sistem sorunun politik ve yapısal olduğunu göstermektedir.Toplumsal sorunları bireysel sapkınlıklara bağlamak sorumluluktan kaçmak için bahanedir. Akılhastası olan, uyuşturucu madde kullanan ve maktül ailesi tarafından defalarca şikayet edilen kişinin serbest bırakılmasını sadece bireysel sapkınlığına bağlayamayız. Eğer tutuklanmış olsaydı biz şu an bunları konuşmuyor olacaktık.Eli kanlı herkesi şiddetle kınıyoruz.Cezasızlık politikasını asla kabul etmiyoruz. Bir kadını taciz eden defalarca uzaklaştırılma alınan kişinin serbestçe dolaşmasını KABUL ETMİYORUZ. Cezaların caydırıcılığının arttırılması gerekmektedir. Buradan Adalet bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere sesleniyoruz. Bu cinayetlerin taciz ve tecavüz olayları yaşandıktan sonra önlem almayalım yaşanmaması için gereken önlemlerin alınmasını istiyoruz. Öncelikle korunması gereken şey yaşam hakkıdır.Erkeklerde şiddeti yine diğer erkeklerden görüyor.Gece sokakta yürürken sizde bir kadından değil bir erkekten korkuyorsunuz. Bu erkekler olarak sizin de meseleniz ve bizzat şiddete başvurmuyor oluşunuz sizi iyi bir insan yapmaya yetmiyor. Şiddete başvuranları anında ihbar edin , korumayı ya da KULAK TIKAMAYIN. Semih ÇELİK maktül İkbal UZUNER’i surlara çıkardığında çığlık seslerini duyan toplumumuz tepkisiz kalmıştır, tepkisiz KALMAYALIM..Samur aykılıcıyla bir ruh hastası tarafından Başak Cengiz gibi otobüs beklerken öldürülmeden,Hayatımda hiç görmediğim birinin cezaevinden çıkıp av ararken beni gözüne kestirdiği için evimim önünde Ceren Özdemir gibi katledilmeden,Şımarık bir erkek öğrenci tarafından mesleğimin gereğini yaparken Ceren Damar gibi silahla vurulupbıçaklanarak hayattan koparılmadan,Boşandığım erkek tarafından evladımın gözü önünde Emine Bulut gibi boğazımdan bıçaklanarak öldürülmeden,Ne idüğü belirsiz bir canavar tarafından parçalara ayrılan vücudum surlardan annemin önüne atılmadan, İlkbal Uzuner Ayşenur Halil gibi Bütün kadınlar gibi Bütün kadınlar gibi Öldürülmeden, öldürülmeden yaşamak istiyoruz" denildi.</div> <div>Haber Merkezi</div> <div></div> <div></div> <div></div>