<div>KALAYCILIK MESLEĞİNİ TORUNLARIYLA AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞIYOR</div> <div>GAZİANTEP (İHA)</div> <div>Tarihin en eski mesleklerinden biri olan kalaycılığın son temsilcilerinden 72 yaşındaki Cahit Çalı, 61 yıldır aşkla yaptığı mesleğini torunlarıyla beraber sürdürüyor.</div> <div>Teknolojiye ve çeliğe direnen ‘Kalaycı Cahit Usta’, çok sevdiği mesleğinin ölmemesi için torunlarını yetiştiriyor. İlerleyen yaşına rağmen 10 metrekare dükkanında bakır kapları kalaylamaya devam eden Cahit Usta, büyük torununun mesleği tam öğrenmesiyle emekliye ayrılmayı planlıyor. Gaziantep’in son 5 kalaycı ustasından biri olduğunu belirten Cahit Çalı, eskiden her dükkanda 8-9 kişi çalışırken şimdi çalıştıracak çırak bulamadıklarını söyledi. Mesleğin zor bir zanaat olduğunu kaydeden Çalı, “Eskiden teknoloji diye bir şey yoktu. Önceden belli başlı 3-4 meslek vardı. Eşek semerciliği, kalaycılık, demircilik, nalbantçılık bunlar vardı. Eskiden de kalaycılık yoğundu. Bütün evlerde bakır kaplar kullanılırdı. Çelik çıkınca tabi ki düştü. Her dükkanda 8-9 kişi çalışırdık, şimdi çalıştırmaya adam bulamıyorum. Gelip çalışmıyorlar bu meslekte, meslek zor meslek. Dışarda kap yıkama kısmı var, kezzap, tuz ruhu var. Bunların kokusuna dayanamıyorlar. Şimdiki gençler masa başı çalışma istiyorlar” dedi.</div> <div>“Çırak bulamayınca torununa öğretti”</div> <div>Mesleği yavaş yavaş bırakmaya hazırlandığını kaydeden Çalı, “En sonunda ben torunları getirdim yanıma. Şu anda yanımda çalışanlar benim torunlarım. Ben bittim, onları yetiştirdim. Artık onlarda çalışır mı çalışmaz mı bilmem. Şu an için ya bu senenin sonunda ya da bu seneden evvel bırakmayı planlıyorum. Daha önceden bırakacaktım ama torunlarımı daha pişirmeye çalışıyorum, işi öğretmeye çalışıyorum. Ondan sonra bırakacağım, zaten yaşım 72 oldu” ifadelerini kullandı.</div> <div>“İşler süper”</div> <div>Gaziantep’in turizme açılmasıyla, bakır ürünlere talebin arttığını, bunun da kalaycılığı canlandırdığını söyleyen Çalı, “İşler çok süper, biz yapamadığımızdan dolayı alamıyoruz işi. Memlekette kalaycı kalmadı, 4-5 tane kalaycı kaldı. O ustalardan biri de benim. Şimdi ki çalışanlar büyük kapları yapamazlar. Hep cezve, tava gibi eşyaları yapıyorlar. Şimdi bu memleketi turizme açtılar. Önceden buralara gelip giden yoktu. Devletimiz geldi, AK Parti denen bir devlet geldi buraya, çarşımızı yaptırdı, mağaraları restore etti, turizme açtı yani Antep’i, buraları açınca da turist yağdı. O zaman bakıra da heves ettiler. Bakırda kalay ister. Ondan meslek biraz canlandı. Fakat ölmeye de mahkum çünkü 4 tane kalaycı kaldı burada. Ben bıraktıktan sonra bu dükkan hemen kapanır. Yeni yetişen eleman olmazsa öldü meslek, Yoksa yeni yetişen olsa mesleğimiz para kazanıyor” diye konuştu. Dedesinin hem adını hem de mesleğini yaşatan Cahit Çalı, ise dedesinin mesleğini artık kendilerinin devam ettireceğini kaydetti.</div> <div>Torun Çalı, “Zor ama yapacak bir şey yok, çünkü bu işi başladık bir kere, gelir kaynağımız bizim bu. Başka bir mesleğe artık bu seneden sonra bakamayız. Dedemizin mesleğini artık bizim devam ettirmemiz lazım. Ben lise mezunuyum, okudum 3-4 defa üniversite sınavına girdim, baktık okuyamıyoruz, mecburen dedem bizi yanına aldı, yetiştirdi Allah razı olsun kendisinden. Eleman bulma sıkıntısı var, tek başına olacak bir iş değil. Yıkanıyor, doğruluyor, ocağın başına gelerek kalay oluyor. Mecburen elimizin altında biri olması gerekiyor. Ufak kardeşim yanımızda onu yetiştiriyoruz. Yabancı gelmiyor, bizim kendi içimizden biri olursa çalışıyor” dedi.</div>