<div>İKİNDİ SÖYLEŞİLERİNİN KONUĞU, YAZAR EMİN GÜRDAMUR OLDU</div> <div>Gaziantep</div> <div> Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı GAZİKÜLTÜR tarafından hayata geçirilen “İkindi Söyleşileri” programının bu ayki konuğu yazar Emin Gürdamur oldu.</div> <div>Gaziantep’in kültürünü ve geleneklerini yaşatmaya devam etmek amacıyla gerçekleştirilen programın 10. konuğu olan yazar Emin Gürdamur, ilham kaynağı yazarlar ve kitapları hakkında sohbet etti.</div> <div>Gürdamur, öykücü Muhammet Erdevir moderatörlüğünde, geleneksel bir Antep evinde faaliyetlerini yürüten GAZİKÜLTÜR bahçesinde gerçekleştirilen programda, Gaziantep’in yetiştirdiği önemli isimlerden biri olan ve Uzun Çarşının Uluları, Selamlık Sohbetleri, Bitmeyen Gece kitaplarının yazarı Mithat Enç’in küçük yaşta dikkatini çektiğini ve edebiyata olan ilgisini artırdığını söyledi.</div> <div>Enç’in, hayatın içindeki hikâyelerin sade ancak bir o kadar da muhteşem bir Türkçeyle bu kadar akıcı bir şekilde kullanması karşısında hayretler içinde kaldığını anlatan Gürdamur, “Dünya edebiyatından birçok isimle karşılaştık yol boyunca, Dostoyevski’yle Gogol’le muhatap olduk fakat dönüp dolaşıp Mithat Enç ve onun gibi bizim dilimizi bütün imkânlarıyla kullanan yazarlara tekrar tekrar dönmek durumunda kaldık. Çünkü bizim sermayemizle onların sermayesi aynı, aynı dili kullanıyoruz. Dil değişir bu kaçınılmazdır ama son yıllarda görüyoruz ki dilimiz biraz daralmaya gidiyor. Bu dille edebiyat yapmak da zor. Bu darlığı aşmak için Mitat Enç, Refik Halit Karay gibi isimlerden öğreneceğimiz çok şey var.” dedi.</div> <div>İYİ YAZAR, OKURUN YAZARINI CEZBEDEN YAZARDIR</div> <div>Gürdamur, edebiyatla ilgilenen birinin Refik Halit’in, Mithat Enç’in veya Tanpınar’ın dilinden etkilenmeme şansı olmadığını dile getirerek, “Okuma hevesimiz ne zaman ortadan kalkıyor. Bir şeye hayret etmemeye başlayınca. Aslında biz çevreye de insanlara da bakmayı bırakıyoruz. Sadece okumakla ilgili psikolojik bir durum değil. Biz okuyoruz, insanları gözlemlemeye çalışıyoruz. İç dünyasına giriyoruz fakat hayret etmeyi bırakınca sıradanlaşınca onu okuyup okumamızın da bir anlamıyor kalmıyor. Hem okur olarak hem yazar olarak çok değerli bir şey.” diye konuştu.</div> <div>Atları Uçuruma Sürmek, Herkesten Sonra Gelen ve Yasak Ağacın Altında kitaplarının konusundan bahseden yazar Gürdamur, çocukluğunda etkisinde kaldığı cadı hikâyelerinin, anne-çocuk ilişkisinin, insanın anlam arayışının nasıl öyküye dönüştüğünü anlattı.</div> <div>BEN YAZARDAN ÖNCE BİR OKURUM</div> <div>Programın moderatörlüğünü yapan öykücü Muhammet Erdevir’in “Yazar metnine karşı edilgen mi etken mi” sorusunu da yanıtlayan Gürdamur, şunları kaydetti:</div> <div>“İkisi de çok gerçek. Biz bir şey yazarken aslında o yazdığımız da bizi belirler ya da biz onu belirleriz. Üslupçu yazarlar için şöyle derler: Yazar metinle okur arasına giriyor, burada ben varım arkadaşlar tüm bunları ben yaptım der diyor. Toplumcu gerçekçi yazarlar bunu demez. Onlar gerçekliği yazardan bağımsız düşünür ama açık konuşmak gerekirse her metnin bir yazarı vardır ve biz yazardan bağımsız olarak onları okumayız ve bir metin büyük oranda yazarla kendini tamamlar. Biz yazdığımız şeylerle aramıza çok mesafe koyamayız. Metnin kendi ayakları üzerinde durması gerekir. Fakat yazarlar çok belirleyicidir.”</div> <div>Program sonunda izleyicilerin yoğun ilgisiyle sorularını cevaplayan Emin Gürdamur, söyleşinin ardından okurları için kitaplarını imzaladı.</div> <div>Haber Mehmet Ali Zahteroğulları</div> <div></div>