Hak Aramanın Merkezi Çözümlerin Adresi Eğitim-Bir-Sen 32 yaşında

Hak Aramanın Merkezi Çözümlerin Adresi Eğitim-Bir-Sen 32 yaşında

Eğitim-Bir-Sen, kazanımlarla dolu hak, emek ve özgürlük mücadelesinde 32. yılına girdi.

Konuyl ailgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Fikirden aksiyona, birlikten sendikaya, etkiden genel yetkiye, toplu görüşmeden toplu sözleşmeye, genel yetkiden zirveye, yerelden evrensele sürdürdüğü hak arama yolculuğunda çözümleriyle güçlenen Eğitim-Bir-Sen, sendikacılıkta yeni bir çığır açmış, sendikacılığa yeni bir soluk getirmiştir. 
Eğitim sisteminin çağın gerekleri doğrultusunda medeniyet değerlerimizle bezenmesi, eğitim çalışanlarının hak ettikleri statü ve hayat standartlarına kavuşması, darbe dönemlerinin izlerinin silinmesi için mücadele veren, eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunda emek harcayan, onların haklarının teminatı, mazlumun dayanağı, sessizlerin sesi olan Eğitim-Bir-Sen’in 32. kuruluş yıl dönümünü, hiç azalmayan heyecanla, sürekli artan gayretle, yerli, millî idealle ve iftiharla idrak ediyoruz. 
Fikir ve sanat hayatımızın yerli ve millî, Mescid-i Aksa Şairi, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri olan, sendikacılık özelinde sivil toplum hareketlerinin yeni ve özgün sesi; ahlakı, medeniyeti ve insaniliği merkeze alan şair, yazar, öğretmen, sendikacı, mütefekkir, münevver Mehmet Akif İnan’ın 14 Şubat 1992’de eğitim davasına gönül vermiş 14 arkadaşıyla kurduğu Eğitim-Bir-Sen, bugün 450 bine yaklaşan üye sayısıyla sadece nicelik olarak değil, nitelik bakımından da ülkemizin en köklü, en saygın sivil toplum örgütü, sendikası olmuştur. 
32 yıllık sendikal mücadelemiz, eğitim çalışanlarının sorunlarını mücadele ve müzakereyle çözmenin, millete yapılan saldırılara karşı millî iradenin yanında yer almanın, küresel ölçekte yapılan kuşatmaları boşa çıkarmanın çabasıdır. Eğitim çalışanlarının haklarını savunmak ve antidemokratik uygulamalarla mücadele etmek en temel varlık sebebimiz olmuştur. İnancının gereğini yerine getiren kızların eğitim haklarının ellerinden alınmasına, kadınların çalışma alanından dışlanmasına sessiz kalmadık. On yılda bir milleti hizaya sokmanın son bulması; Türkiye’nin demokratikleşmesi, milletimizin, kamu görevlilerinin, eğitim çalışanlarının özgürlük alanlarının genişletilmesi için çaba harcadık, bu uğurda mücadele verdik. Doğru, kararlı, büyük adımlarla yol aldık, yol açtık. 
Başörtüsü yasağının kaldırılması, sekiz yıllık kesintisiz eğitimden ve katsayı zulmünden vazgeçilmesi, yeni müfredat programlarıyla eğitimin vesayetçi karakterinden arındırılıp demokratikleştirilmesi, Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Temel Dini Bilgiler derslerinin okullarda okutulması, vesayet ideolojisiyle toplumu tedip etmekten başka amacı olmayan Millî Güvenlik dersinin kaldırılması, öğretmenlere nöbet ücreti verilmesi, doçentlik jürisinde görev alanlara ücret verilmesi, geliştirme ödeneğinin hayata geçirilerek süresinin uzatılması, 4/C’lilerin 12 ay istihdam edilmesi ve ardından kadroya geçirilmesi, sınav ücretlerinin artması, cuma namazı ve hac izninin kamu personel mevzuatına dâhil edilmesi, öğretmenlerin özel hizmet tazminatının artırılması, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması gibi yüzlerce kazanımın altında, imzamız vardır. Ülkenin normalleşmesine ve iyileşmesine doğru atılan adımlarda katkımız, yasakların kaldırılmasında emeğimiz, sorunların çözümünde alın terimiz, haksızlıkların giderilmesinde mücadelemiz vardır. Tarihî yürüyüşümüzü, her menzilde kazanımlarla, üretimle, nitelikli çalışmayla, başarılarla taçlandırdık. Örgütlü gücümüzle emeğin, bilginin, onurun, özgürlüğün teminatı, hak aramanın merkezi olduk. 
Gereksiz çatışmalarla sorun çözmekten çok sorun üreten sendikacılık anlayışının dışında tartışmaktan, müzakereden, emek için ter akıtmaktan çekinmeyen bir bilinç ve stratejiyle sendikacılığa biçilen rollerin ötesine geçerek sendikacılığa yeni bir tarz ve soluk getirdik. Akademik araştırmaya, sanatsal verimlere, hizmete, kültüre önem veren bir sendikacılık anlayışının öncüsü olduk. İhtiyaç duyduğu her alanda ve zamanda üyemizin yanında yer aldık. 
Çalışma ve toplum hayatında özgün duruşumuzla, emeğe ve insana bakışımızla örgütlenme alanını yeniden şekillendirdik. Örgütlü gücün neleri başarabileceğini kısa sürede hem ulusal hem de uluslararası alanda gösterdik. Bir erdemliler hareketi olarak, birikimimizi paylaşmayı, farklı sendikal tecrübelerle buluşmayı, dünyanın değişik bölge ve kıtalarındaki ülkelerin eğitim sendikalarıyla kucaklaşmayı, dayanışmayı ve birlikte sendikacılık yapmayı hedefleyen bir idealle hareket ediyoruz. 
Haksızlığa karşı çıkmanın, iyiye, güzele ve doğruya dair arayışta örgütlü güçle yol almanın, gelenekten beslenerek geleceği aydınlatmanın, yeniyi inşa, değerlerimizi ihya, hak, emek, ekmek ve özgürlüğe dair soylu mücadeleyi sürdürme kararlılığının destanını yazan bir sendikanın mensubu olmaktan gurur duyuyoruz. 
Mehmet Akif İnan’ın, “Göl kenarında düşlediği nehirleri” var etmek adına kurduğu Eğitim-Bir-Sen, mensubu ve meftunu olmaktan onur duyduğumuz medeniyetimizi ve değerlerini yeniden inşa etmek yolculuğuna; eğitim çalışanlarının beklentilerinin karşılanması, sorunlarına çözüm bulunması, yeni kazanımlara imza atılması mücadelesine sarsılmaz bir kararlılıkla, yıkılmaz bir inanmışlıkla, her dem artan bir adanmışlıkla devam ediyor, devam edecektir. 
Bu duygu ve düşüncelerle başta kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan olmak üzere, genel başkanlarımız Niyazi Yavuz ve Ahmet Gündoğdu’ya şükranlarımızı sunuyoruz. Sendikamıza büyük emek veren ebedi âleme uğurladığımız Erol Battal ve Mithat Sevin başkanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, kuruluşundan günümüze kadar sendikamıza emek, ömür ve gönül veren tüm genel yönetim kurulu üyelerimize, şube başkanlarımıza, ilçe ve işyeri temsilcilerimize ve bütün üyelerimize teşekkür ediyoruz." Haber Mustafa GÜNAL
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...