<div><strong><span>İbrahim ALİSİNANOĞLU</span></strong></div> <div>Edip Akbayram’ı 1970’li yıllarda Gaziantep’te Belkıs düğün salonunda, öğretmen evinin bahçesinde yapılan düğünlerde sahneye çıktığı sıralarda tanımıştık.Has bir Gaziantepliydi.O günlerde “Siyah Örümcekler Orkestrası”nın solisti olarak farklı duruşu, kıyafeti, sesi ve üslubu ile halk onu sempatik bulmuş, sevmiş, düğünlerde görmekten mutlu olmuştu.O liseyi bitirdikten sonra girdiği sınavda kazanmasına rağmen diş hekimliğini tercih etmemiş, müzikte karar kılmıştı.1971’de İstanbul’da katıldığı “Altın Mikrofon” ses yarışmasında Aşık Veysel’in buram buram Anadolu kokan dizlerinin yer aldığı “Kükredi Çimenlerle” eseriyle birinci olmuştu.Edip Akbayram o gün sahnede pırıl pırıl duru sesi ile söylediği o şarkıyla;Anadolu’nun farklı yörelerinden kokup gelmiş, kentlerin varoşlarına sıkışmış, arabesk hayatın çaresizliği içinde çıkış yolları arayan, bunalan insanlarımıza…Göğe yükselen kar beyaz dumanlı dağların zirvesinden esip gelen soğuk sert rüzgarların yerini bıraktığı baharın serinliğini hissettirdi.O söylediği şarkının bestesi ve güftesiyle dinleyenlerinin ruhlarını okşayan, bedenlerini coşturan, renklerin harman olduğu, börtü böceğin raks ettiği, cennet parçası Anadolu yaylalarına götürmüş, özlemlere tercüman olmuş, baharın coşkusunu yaşatmıştı.Aslında o bu şarkısıyla ne olduğunu, nerede durduğunu, neyin parçası olduğunu gösteriyordu.O hep milli olmaktan, bu ülkenin derdi ile dertlenmekten, bu toprakların sevincini paylaşmaktan kıvanç duydu.Aksak ayağı, sahnede farklı duruşuyla, söylediği ezgilerle Anadolu popu ile bütünleşmiş, bir marka olmuştu.Biz onu dinlerken bizim Türklerimizin lezzetini tattık.Biz onu dinlerken bazen Pir sultan Abdal, bazen Aşık Veysel, bazen Karacaoğlan, bazen de Köroğlu olduk.Biz onun O söylediği şarkılarda sitemlerimizi, kahırlarımızı sevdamızı dillendirdik.Yalnızlığımızı, çaresizliğimizi haykırdık.Yanlışlara onun diliyle itiraz ettik, haksızlığa, adaletsizliğe onun türküleriyle seslendik.O bizim dilimiz oldu, gönlümüzün aynası oldu, hislerimize tercüman oldu.O hepimizin sanatçısıydı.O, bu torakların çocuğuydu, bizim de hemşerimizdiİyi insandı. İyi vatandaştı. Samimi sanatçıydı.Özü, sözü ve mütevazi kişiliği ile hep örnek oldu.Türk milleti gerçek bir sanatçıyı, güzel bir sesini yitirdi.Bir yıldız kaydı, sevenlerini mahzun bıraktı.Allah gani gani rahmet eylesin.</div>