Programa Siyasi Partilerin İl başkanları, Stk başkanları ve vatandaşlar katıldı. Yapılan basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi. “Hamd ve şükür, tesbih, sonsuz övgülerin yegâne sahibi; Malik’ül-Mülk, Rabb-i Rahman, adil-i mutlak; Allah (celle celâluhu) içindir. Salat-u selam; insanlara yaşayarak istikameti göstermek ve önderlik etmek üzere gönderilen, varlığı âleme rahmet olan Hz. Muhammed (aleyhisselatu ve's-selam)’edir. Bugün Dünya Kudüs Günü… Bugün günlerden Kudüs! Ümmet evlatlarının elleri Kudüs ve Gazze için duada… Yükselen haykırışlar Kudüs ve Gazze için! Gün; Kudüs ve Gazze için fedakârlık yapma, Kudüs ve Gazze davasını omuzlama, Kudüs ve Gazze için feda olma günüdür! Ümmetin özgürlük ve izzeti Kudüs’ün ve Mescidi Aksa’nın özgürlük ve izzetine bağlıdır çünkü… Kudüs, Peygamberimiz Hz. Muhammed (aleyhisselatu ve's-selam)’in şanı yüce Allah’ın emriyle “sırr-ı kâinat ve sırr-ı hakikatin” bazı ayetlerinin gösterilmek üzere “bir gece Mescid-i Harâm’dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa’ya” götürülmesiyle İsra olayının ve miraca çıkışın yaşandığı muhterem bir diyar-ı İslam’dır. Kudüs, yeryüzü mü’minlerinin imanın şartlarından olan nice peygamberin Allah’a davet çağrılarının yankılandığı şehirdir. Kudüs; Müslümanım diyenler için ırksal, mezhepsel, grupsal tüm aidiyetlerin üzerinde insani ve kesinlikle imani bir aidiyet taşır. Kudüs, Arap olan Hz. Ömer’in fethi, Kürd olan Selahaddin-i Eyyûbi’nin rotası ve hürriyete kavuşturması, Türk olan Abdülhamid’in siyonistlere karşı yürek yangını ve sancısıdır. Siyonist İsrail; küresel siyonist çete ABD, İngiltere, Sovyet Rusya ve BM üzerinden ortaya çıkarıldığından beridir, Kudüs ve Filistin genelinde büyük acılara, zulümlere imza atmış çağın Firavunu ve Nemrududur. Soykırımcı İsrail’in yaşattığı zulümlere, yaptığı katliamlar ve sürgünlere, namus-u ekber’e karşı saldırılarına, namus-u mahreme hücumlarına, tüm insani ve İslami değerlere tecavüzlerine, işgal edilmiş Filistin topraklarına karşılık verilen mücadele örneklerinden 7 Ekim sonrası başlattığı soykırım ve canlı yayınlarda sergilenen mezalim, siyonizmin ve İsrail’in insanlık ailesi içinde nasıl habis bir ur ve zehirli bir hançer olduğunu bir daha ispatlamıştır. Filistin halkı, soykırım ve işgal karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak kendi topraklarını, vatandaşlarının canını ve İslam ümmetinin izzetini ve şerefini korumaktadır. Yüce Allah’ın rahmeti, inayeti Gazze ve Kudüs’ün üzerinde olsun. Gazze Müslüman halkı, dünyanın tüm zihin dünyasını yerle bir eden bir inanç, teslimiyet, samimiyet ortaya koydu. Onları bilen herkes hayranlık içindedir. Görünen dünyaları harap olmuşsa da ebedi yurdu kazanmaları büyük bir kurtuluş değil midir? Tüm dünyanın tanıklığında, sözde çağdaş-barbar emperyal devletleri de yanına alan siyonist İsrail’in Gazze’de sergilediği vahşet ve soykırımlar karşısında insanlığını, vicdanını yitirmemiş olanlar ile iman ehlinden halis olanlar ve amasız tepki gösterenler dışında herkes ve tüm devletler; mahşer-i vicdan’da ve ilah-i adalet terazisinde kaybetmiştir ve doğal olarak bu cürümlerde pay sahibidirler. Hal böyleyken insanlığın yerle bir edildiği, soykırımların canlı yayımlandığı biçare Gazze’deki vahamet karşısında her devlete, kişi, kurum ve STK’lara; mevcudiyeti, imkân ve kabiliyetleri kapsamında iş ve sorumluluk düşmektedir. Müslümanların resmi-sivil tüm unsurları ekonomik, askeri ve manevi olarak Müslüman kardeşlerinin yanında yer almalıdır. Filistinli Müslümanlar, işgale karşı direnişlerinde yalnız bırakılmamalı, Kudüs ve Gazze İslam devletlerinin öncelikli gündemi olmalıdır. Terör şebekesine ciddi ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulanmalı, siyonistlere hiçbir mazeret olmaksızın mal sevkiyatı bir an önce durdurulmalı, Gazze için acil insani yardım girişimleri devreye girmelidir. İslam Dünyasını, işgal altında olan ilk kıblesi için bütün ayrılıklarını bir kenara bırakmaya, Filistin’e sahip çıkmaya ve kardeşlerinin yanında durmaya davet ediyoruz. Bizlerin, ferd-î vahit veya STK’lar olarak bu bağlamda yapmamız ve süreklilik kazandırmamız gereken hususlar; İsrail’in kanlı tarihini bilmek, Kudüs’ün ve Filistin’in tarihini idrak etmek, Selâhaddin örneğindeki gibi İslam’ın fethini ve dirilişini çağa taşımak, düşmanın senaryo ve operasyonlarının bilincinde olmak, bireysel ve kitlesel bilinçlenmeyi artırmak, farkındalığı çoğaltmak, boykot ile düşmanı yerle bir edecek psikolojik ve ekonomik harpte aktif olmaktır. Ey insanlık onuruna sahip olanlar, ey iman ettim diyenler! Basın organlarınızda Gazze’ye yer verin. Çeşitli platformlarda, konuşmalarda Gazze’yi dillendirin. Ey Hayırseverler, yardım kuruluşları listeniz, Gazze’siz olmasın! Ey İnsanlar! Yiyip içtiklerinize, alıp harcadıklarınıza dikkat edin; haram olan sadece domuz eti değildir, domuzların ürettikleri de haramdır. En büyük maddi vazifeleriniz, boykot etmek ve kardeşlerinize yardım etmektir bunu iyice bilmelisiniz! Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak; Filistin’i, Başkenti Kudüs olan, Doğusu ve Batısıyla bölünmez bir bütün ve İslam’ın mukaddes toprakları olarak görüyoruz. Canımızla, malımızla ve evlad u iyalimizle ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı da yapmaya hazırız. Hakkı ayakta tutmak arzusunda olan tüm mücahitlere selam olsun! Filistin halkına selam olsun! Kahramanca direnen ve gönlümüze su serpen İzzeddin El-Kassam, İslami Cihad ve adını saymadığımız tüm direniş hattına selam olsun! Bu vesileyle tüm Müslümanların Kudüs Günü’nü ve Kadir Gecesini tebrik ediyor, en kısa zamanda bu günlerin Özgür Kudüs’te ve Mescidi Aksa’da kutlanmasını Yüce Rabbimizden diliyor, bu dava uğrunda mücadele eden ve bedel ödeyen tüm kardeşlerimizi minnetle yâd ediyoruz. Rabbimiz, bizleri de bu yüce dava uğrunda mücadele eden şerefli kullarından eylesin” denildi. Haber Mehmet REYHANLI)