<div>Çalışkan: Ülkeyi Ancak Saadetli Çözüm KurtarırHatay</div> <div>Saadet'in içinde bulunduğu herhangi bir yapıdan bu ülkeye asla zarar gelmeyeceğini ifade eden Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan “Bu gerçeği cümle âlem bildiği ve kabullendiği için Saadet, bu süreçte bu kadar etkin oldu.</div> <div>Yıllarca kol kola yürüdükleri adamların karşılarında olmalarından hiç gocunmuyorlar. Onları ihanetle suçlamıyor, sadece Saadet’in pusula oluşuna öfkeleniyorlar.</div> <div>Bugün Saadet'in bu kadar tasfiye edilmesine, baskılara maruz kalmasına ve dışlanmasına rağmen bu kadar zaman sonra siyasette “oyun kurucu” olması birilerini rahatsız ediyor.” dedi.</div> <div>Saadet’in tabanı, yönetimin ihanet içerisinde olmadığını bildiğini belirten GİK Üyesi Çalışkan; “Tabanın yönetimi, ihlasla hareket ettiğine inandığından, aldığı bütün kararlarına itaat edip destek veriyor.</div> <div>Saadet’in belirleyici rol üstlenmesinden rahatsız olanlar ne sağcı-solcu ne liberal ne de başka bir kesim. Gönül bağınız bulunsa bile hiç oy vermediğiniz bir parti için asıp kesmeye, kırıp dökmeye hiç gerek yok, herkes kendi partisini yönetsin.” dedi.</div> <div>YÖNETİMDE ŞAHISLAR SEMBOLİK</div> <div>Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bugün meselenin aday meselesi olmadığını vurgulayan GİK Üyesi Çalışkan; “Ali inecek Veli binecek, Ahmet gidecek Mehmet gelecek hiç değildir. Devlet yönetiminde siyasi partiler, fikirler ve kadrolar vardır. Şahıslar, sembolik anlam ifade eder.</div> <div>İki ana ittifak bloku, üçlü temsilden müteşekkildir. İçinde tarih boyu “karanlık derin adamların” olduğu blok mu yoksa Temel Bey'in olduğu Saadet’li blok mu bu ülkeye hayır getirir? Esas sorulması gereken soru bu olmalıdır.</div> <div>Kamuoyunda dillendirilen, bir partinin “tek başına iktidara geldiğinde olması muhtemel bütün kötülüklerin bugün fazlasıyla varlığından” habersizler; görmek, duymak, bilmek ve inanmak istemiyorlar. Köşeye sıkışınca da kendilerince her şeye kılıf uyduruyorlar.” dedi.</div> <div>YA YAZI GELECEK YA TURA!</div> <div>2018 Anayasası ile artık Türkiye’de siyasetin iki bloktan oluştuğunu belirten GİK Üyesi Çalışkan; “Muhafazakâr seçmen, kazanımlar üzerinden siyasete yaklaşıyor. Ekonomi, hukuk, eğitim, dış politika ve sosyal alanlardaki büyük fiyasko ve başarısızlıkları görmek istemiyor, görmezden geliyor. Çünkü “ne olursa olsun bizden olsun” gibi anlamsız bir saplantı içindeler.</div> <div>Herkesin malumu ki ülkede büyük bir enkaz var. Bu enkazı mevcut hükümet ortadan kaldırabilecek olsaydı bu durumda olmazdık.</div> <div>Nitekim son dönemin en önemli sınavı depremdi. Devletin asli görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak ve onu korumakken bu görev yerine getirilemedi. Ancak 72 saat sonra müdahale edilebildi. Bunu da helallik isteyerek kapatmaya çalışıyorlar. Aynı şeyi başka bir iktidar yapsaydı ne olurdu?” dedi.</div> <div> GİK Üyesi Çalışkan, “Saplantıları bırakıp şu gerçeği itiraf etmeli ki; sorunların çözümü ancak içinde Saadet’in bulunduğu konsensüs ve ortak akılla mümkündür. Ülkeyi ancak Saadet’li çözüm kurtarır.” dedi.</div> <div>Haber Merkezi</div>