Çalışkan, yasanın yeni mağduriyetlere yol açacağını savunarak, "Bu yasa değil, olsa olsa yama. Burada yapılan faaliyet de yasama değil, olsa olsa yamama faaliyetine benziyor." ifadelerini kullandı. MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ MAĞDURLARI OLUŞACAK Çalışkan, mevcut kanunların mağduriyet yarattığını belirterek, "Staj mağdurları, Çıraklık mağdurları, Öğrenci Affı mağdurları, EYT mağdurları, KHK mağdurları, Rezerv mağdurları gibi bugün de biliyoruz ki bir süre sonra Millî Eğitim Akademisi mağdurları ortaya çıkacak," dedi. EĞİTİME KÂR-ZARAR MANTIĞIYLA YAKLAŞILIYOR Çalışkan, eğitime özel sektör mantığıyla bakılmasının temel sorun olduğunu vurguladı. "Maalesef ki ülkemizde en fazla Eğitim Fakültesi mezunu piyasada boş gezdiği hâlde bunlara yenileri eklenerek yeni işsiz öğretmenler ordusu ortaya çıkarılacak," diye konuştu. ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ YİNE GÖRMEZDEN GELİNDİ Çalışkan, yasada özel okullarda görev yapan öğretmenlerin göz ardı edildiğini söyledi. "Özel okulda öğretmenlik yapan bir öğretmen sadece dayak yediği zaman, şiddete maruz kaldığı zaman öğretmen kabul ediliyor. Çünkü özel okulun öğretmeni sadece şiddet konusu gündeme geldiğinde hesaba katılmış," ifadelerini kullandı. MÜLAKAT GARABETİ DEVAM EDİYOR Mülakat sistemini de eleştiren Çalışkan, "Diyorsunuz ki: 'Ne yapıp yapıp mutlaka mülakatı tutacağız.' Tamam. Mülakat olmazsa araya sızıntı olurmuş, teröristler girermiş, niteliksiz öğretmenler girermiş. Peki, özel okullarda okuyan öğrenciler bu ülkenin evladı değil mi? Özel okullardaki öğretmenlere niye mülakat yapılmıyor? Onlar sizin sorununuz değil mi?" diyerek iktidarı çelişkili tavır sergilemekle suçladı. ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERE SADAKA MI VERİLİYOR? Çalışkan, ücretli öğretmenlerin durumuna da değindi. Sayıştay raporuna göre hâlen 75 bin öğretmen açığının bulunduğunu, bir taraftan da Millî Eğitimde çalışan 85 bin ücretli öğretmen olduğunu buna rağmen 2024 yılında atanması planlanan öğretmen sayısının 20 bin olduğunu belirten Çalışkan ücretli öğretmen sorununu gündeme getirdi: “Ücretli öğretmen haftada beş gün tam mesai çalıştığı takdirde aldığı ücret aylık 10 bin lira; asgari ücretin yarısı kadar, sadaka bundan fazla veriliyor, dilenciye bile verdiğiniz bundan fazla." dedi ve "Burada bir 'el insaf' demek gerekiyor," diye ekledi. EĞİTİM FAKÜLTELERİ MEZUNLARININ DURUMU Mezuniyet törenlerinin matem havasında geçtiğini belirten Çalışkan, "Bugün, yüz binlerce öğretmen, Eğitim Fakültesi ve diğer fakülte mezunları kenarda beklerken bugün 'al sana bir kaya' dercesine yeni bir durum ortaya getirilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez," dedi. MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ DUYGUSAL SEBEPLERLE KURULUYOR Milli Eğitim Akademisi'nin kurulmasını da eleştiren Çalışkan, "Şimdi, bu Millî Eğitim Akademisi niçin var? Tamamen duygusal sebeplerle. Bir, ihraçların önünü açmak; ikincisi de bütçeye yük gelmeden -bir öğretmeni bu kadar yıl süründürdük, beklettik, iki yıl daha beklesin- daha az ücret ödeyerek bu insanın hayatını biraz daha geçirmesi sağlanıyor." ifadelerini kullandı. MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ ve KHK Çalışkan, "Bu ülkede öğretmenler iki yılda yetişiyordu eğitim enstitüsünden. Zaman geldi, dört yıla çıkarıldı Eğitim Fakülteleri, zaman geldi 'Biz buna bir de formasyonu ekleyelim' dediniz, beş yıla çıktı. Bunlar yetmiyor, 20 küsur yaşına gelmiş bir genç, ailesine bu kadar yıl eziyet olmuş, askerliğini yapmış, zar zor sınava girmiş, öğretmenliği kazanmış, bitmiyor, ne olacak? Bir daha eğitime tabi tutulacak, iki yıl daha eğitim alacak yani bugün itibarıyla Eğitim Fakülteleri beş yıl değil, yedi yıla çıkarılıyor," diye konuştu. BÜYÜKŞEHİRLERDE AKADEMİNİN GETİRECEĞİ SORUNLAR Çalışkan, akademilerin 30 büyükşehirde açılacak olmasını da eleştirdi. " Ya, siz büyükşehir olmayan illeri il saymıyor musunuz? 51 vilayetteki vatandaşımız yeni şehirlere taşınmak zorunda. Bunların ulaşımını kim sağlayacak? Her zaman büyük balık küçük balığı yutsun istiyorsunuz, küçük şehirlerin hepsi yok olsun; Aksaray, Osmaniye, Batman, Bayburt, Gümüşhane sizin gözünüzde il değil, burada yaşayan vatandaşlar vatandaş değil, bunlar ikinci sınıf vatandaş, niye büyükşehirlere gidecek? " dedi ve "Her tarafı ayrı bir rezalet," ifadelerini kullandı. ETİK KURALLAR VE YÖK’ÜN ISLAHI Yasa içerisinde etik kuralların eksikliğine dikkat çeken Çalışkan, "En fazla muhtaç olduğumuz şey, bu devirde ahlaki kurallar. Etik kurallar öğretmen meslek yasasında öncelikli olarak getirilmesi gerektiği hâlde hiçbir şey ortada yok," dedi. YÖK’ün ve mevcut Eğitim Fakültelerinin ıslah edilmesi, mezun olan öğrencilerin derhâl atanması gerektiğini belirtti. ADİL ve KALICI YASALAR GEREKLİ Son olarak Çalışkan, "Yasanın en vahim yönü yeni bir KHK yasası olması. Bu ambalajla bir şekilde şimdiye kadar despotça yaptığınız KHK'li ihraçları bundan sonra legal hâlde yapacaksınız. Herhangi bir aday, öğretmenliği kazanmış, akademide öğrenci, sonra "Sen başarısız oldun." deyip ihraç edeceksiniz. Ülkede iktidar her an değişebilir, her an başkasının eline bu yetkiler geçer. Onun için de sistem adil olmalı, herkesin bu ülkenin eşit vatandaşı olduğu hesaplanılarak yasa getirilmeli," dedi. Haber Merkezi