Babasından yadigar olarak aldığı el yazması Kur’an-ı Kerimle tarihi mushaflar toplamaya başlayan Sezen çeşitli eserleri sahaflardan temin ediyor ve tamirlerini gerçekleştirdikten sonra işyerinde sergiliyor. Sergisinde bulunan 28 adet el yazması Kur’an-ı Kerim’in bir kısmının zamanın en iyi hattatlarına, beyler ve paşalar tarafından sanat eseri olarak yazdırıldığını ifade eden Sezen, bu eserlerin genellikle sandıkların dibinde korunarak günümüze ulaştığını belirtti. Sezen, İstanbul’da sahaflardan ve müzayedelerden topladığı bu eserlerin, eksik sayfalarının tamamlanması, yırtıklarının onarılması ve ciltlerinin yenilenmesi gibi işlemlerle restore edildiğini söyledi. Sezen, restorasyon sürecinde karşılaştığı zorlukları da anlatarak, İstanbul’dan getirdiği eserlerin geri alınmasının bazen 6 ayı bulabildiğini, ancak Ankara’da da artık bu tür işlerle ilgilenen uzmanların bulunmasının kendisine büyük kolaylık sağladığını vurguladı.
800-900 yıllık eserler
Galerideki en eski eserin yaklaşık 800-900 yıllık bir mushaf olduğunu belirten Sezen, eserin Kufi yazı tipinin Nesiye geçiş dönemine ait olduğunu ve kağıdının Çin kağıdı olduğunu söyledi. 600 yıllık bir başka eserinde eski bir mushaf olduğunu aktaran Sezen, “Fatih Sultan Mehmet, Otlukbeli’nde İran hükümdarı Uzun Hasan’ı yeniyor ve yanındakileri esir ediyor. Bir tanesi de bunlardan Uzun Hasan’ın katibi Abdullah Herevi. Abdullah Herevi bir ekol. Yani Peygamber Efendimiz’den beridir gelen yazı, kufi yazı yavaş yavaş estetikleştiriliyor. Estetik hale getirildikçe bu yazı sülüs büyük yazıldığı zaman sülüs küçük yazıldığı zaman kitap yazıldığı zaman nesih diyoruz biz buna. Nesih yazısını tam oturtan bu Abdullah Herevi’dir. Bu Peygamber Efendimiz’den Hazreti Osman’ın Kur’an’ından bu Abdullah Herevi’ye kadar olan dönem geçiş dönemi” diye konuştu.
“Dünyada bu şekilde sergilenen en fazla Kur’an-ı Kerim burada”
Sezen, dünyada el yazması mushafların bir arada sergilendiği çok az yer olduğunu belirterek, “Dünyada bu şekilde sergilenen en fazla Kur’an-ı Kerim burada. 28 tane el yazma mushaf. İkinci sırada Sabancı Müzesi, İstanbul’da Emirgan’da 21 tane mushaf var. Sonra Katar’da orada 12 tane var. Medine’de de 12 tane var. Buradaki eserler, dünyadaki en geniş koleksiyonlardan biri” diye konuştu.
Sezen, bu koleksiyonun sadece bir sanat galerisi olmadığını, aynı zamanda tarihi eserlerin korunmasına yönelik bir adım olarak görüldüğünü belirtti. İHA