MEHMET ÖZHASEKİ KİLİS ZİYARETİNDE KONUŞTU! CHP GENEL BAŞKANINA SESLENDİ!

MEHMET ÖZHASEKİ KİLİS ZİYARETİNDE KONUŞTU! CHP GENEL BAŞKANINA SESLENDİ!

“ÖMRÜMDE BUKADAR YALAN SÖYLEYEN BİR GENEL BAŞKAN GÖRMEDİM”

Kilis’e açılış ve ziyaretlerde bulunmak üzere gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Mahalli İdareler Başkanı Mehmet Özhaseki Milli Görüş Belediyeciliğinden çok etkilendiklerini belirterek 1994 yılından sonra belediyelerde efsane hizmetler yapıldığını belirtti. CHP Genel Başkanının 10 dakika 10 tane yalan söylediğini ayrıca dile getiren Özhaseki ömrümde böyle yalancı bir genel başkan görmedim dedi.

Mehmet Özhaseki’nin AK Parti Kilis il Başkanlığında yaptığı basın açıklamasına AK Parti Kilis Milletvekilleri M. Hilmi Dülger, A. Salih Dal, Kilis Belediye Başkanı Servet Ramazan, AK Parti Kilis il Başkanı Av. Murat Karataş, Kilis il Genel Meclisi Başkanı Şıhmehmet Yalçın ile birlikte Belediye Başkanları, ilçe başkanları ve partililer katıldı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi;

BELEDİYE BAŞKANI OLARAK İLK ZİYARETİMİ KONYA’YA YAPTIM

AK Parti Mahalli idareler Başkanlığı olarak şehirlerimize ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Belediye Başkanlarımız ile toplantılar yapıyoruz. Bu amaçla da bugün güzel ilimiz Kilis’teyiz.

Değerli arkadaşlar hepimizin bildiği gibi Belediye Başkanlarının bir okulu yok. Belediye vatandaşın temsil makamıdır. O şehirde yaşayan vatandaşların sağduyusudur. Burada en önemlisi görmektir ve gördüklerinden ders çıkarmaktır ve bunu da en iyi şekilde uygulamaktır. Bunları yaparsanız başarılı olursunuz. Bir Belediye Başkanı elbette para yönetimini bilir, personel yönetimini bilir, mekân yönetimini zaman yönetimini bilir. Bunları bilen insanları çalıştırır ve onların organizasyonunu sağlar. Belediye Başkanlığı böyle bir makamdır. 21 yıl belediye başkanlığı yaptım. Onun dışında 6 yıl boyunca da Ankara’da ya Bakanlık görevinde bulundum ya da genel merkezde yerel yönetimler başkanlığı yaptım. Ömrüm belediyecilikle geçti.

İlk seçildiğimde yaptığım ilk iş bir hafta içerisinde Konya’ya gitmek oldu. Milli Görüş belediyeleri ne yapıyor? Adil Düzen Belediyeciliği nedir, Rahmetli Erbakan hocamızın sıkça anlattığı. Niye bu kadar başarılı oldular? Niye bu kadar dillere destan oldular onları görmekti. Gittiğim her yerden ders çıkardım ve en güzel örneklerini de şehrime taşımaya çalıştım. Şimdi de ne kadar birikimim varsa onu Belediye başkanı arkadaşlarım ile paylaşmak ve şehirlerimizde fark oluşturmaya çalışmak. İnşallah Kilis’imiz için de böyle bir çalışma yapacağız. Daha önce 2-3 arkadaşımız Kilis’e gelerek çalışma başlatmışlardı. Elimizde arkadaşlarımızın yaptıkları çalışmalar mevcut. Bu amaçla Kilis’teyiz. İnşallah bu çalışmalar verimli olur.

TÜRK SİYASİ TARİHİNDEN DÖNÜM NOKTASI 1946 YILIDIR

Saygıdeğer basın mensupları sizleri burada görmüşken birkaç konuyu daha paylaşmak isterim.

Türk Siyasi tarihinde dönüm noktaları vardır. Bu dönüm noktaları asla hiç unutulmaz. Bunardan en önemlisi 1946 yılı.

1946 ya kadar tek partili sistem var ve o günün acılarını bütün Türkiye yaşamış. 1946’ da ise çok partili sisteme geçiş olmuş vatandaşın hür idaresini kullandığı bir dönem başlamış. Bu tarih isteseniz de unutulmaz. Bu tarih çünkü bir dönüm noktası. Belediyecilikte de yerel yönetimlerde de dönüm noktası 1994’tür. 1994 öncesi döneme baktığımız zaman sağdan ve soldan gelen birçok parti daha çok sol partilerin ideolojik takıldığı katı bir ideolojik anlayış ile hizmeti öteledikleri asla hizmeti düşünmedikleri bir ortam vardı. O dönemlerde gençlik çağımız, Üniversitede okuyoruz yeni iş hayatın atılmışız gerek İstanbul gerek Ankara gerek belediye başkanlığını 21 yıl yaptığım Kayseri’de sol belediyelerde gördüğüm şu idi;

Önce kadrolaşmaya gidilir. Bunların hiç birisinin amacı hizmet değildir. Bunlar kahvede otururlar. Eylem olduğu zaman otobüsler gelir o kahvelerden alır ve eyleme götürürler bu arkadaşları. Sular akmaz belediyenin umurunda değil. Çöp dağları birikir, patlar 40 kişi şehit olur bizim belediyecilerin hiç umurunda değil. Ortalık pislikten geçilmez, park yoktur, işgallidir bunlar hiç umurunda değil. Kafalarında sapkın bir ideoloji var Türkiye’yi oraya götürmek için. Belediyeleri  adeta bir araç gibi görürler. Böyle bir dönem vardı. 1994 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’da bizde Anadolu’nun değişik şehirlerinde aday olduk. Çıktığımızda söylediğimiz en önemli söz şu idi. Bizler hizmet edeceğiz. Kimseyi ayırmayacağız, mazeret vermeyeceğiz gece gündüz demeden deli gibi çalışacağız. Orada yaşayanın kimliğine asla bakmayacağız. Eğer biz toplum olarak beraber yaşıyor isek bu millete hizmet etmek bizim birinci işimiz. Bizim mazeret üretmek gibi bir durumumuz yok biz çalışacağız. Bizimkisi hizmet belediyeciliği. Emin olun bizim dönemimizde millet hizmeti gördüğü için daha sonra millet bize yine teveccüh etti.

Arkasından o gün ki şartlarda tabii ki AK Parti iktidarı yok sosyal devlet olgusunda birçok eksik olduğu için sokaklarda yatan sosyal belediyecilik anlamında bir eksiklik vardı. Biz sosyal belediyecilik anlamında çok büyük işler yaptık. İktidar olduktan sonra da marka şehirler kavramı ile şehirlerimizi Avrupa kentlerine benzer bir hale getirmek için büyük gayretler sarf ettik. Emin olun şehirlerimizin yüzü açığa çıktı modern tesisleri ortaya çıktı. Avrupa şehirlerinden farksız hale geldik. Son dönemde de Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Gönül Belediyeciliği tabirini benimsiyoruz. Gönül belediyeciliğinden kastımızda şu; Evet, belediyelerimiz ok büyük işler yapabilirler. Köprüler,alt geçitler,üst geçitler, parklar yapabilirler Sosyal tesis yapabilirler. Asfaltlar dökerler her şey yaparlar. Ancak katılımcı belediyeciliği yapamıyorsanız milletimizin duasını alamıyorsanız o yaptığınız hizmetin hiçbir anlamı yok.

Biz bazı şehirlerde 2004 ‘te %40 oranında oy aldık. 2014’te aynı oranda bir oy aldık. En sonunda da 2019 seçimlerinde bazı şehirleri AK Parti’den gitmiş olması hafif moralimizi bozsa da biz yine %45 oy alarak birinci parti olduk. Allah’a hamdolsun 19 yıllık bu dönemde hem genelde hem yerelde birinci partiyiz. Çünkü hizmet siyaseti yapıyoruz, eser siyaseti yapıyoruz. Ortaya koyduğumuz eserler vatandaşlar tarafından seviliyor ve destekleniyor. Belediyecilik kolay değil çok zor bir iştir. Vatandaşa en yakın birim olduğu için vatandaş her türlü ihtiyacını belediyeden ister. Bu zorluklar içerisinde bizim misyona sahip olan arkadaşlarımız hep başarılı oldular. Bakın 1984 yılında Anap’lı belediyeler geldiler 1989 yılında tamamı kayboldu. Vatandaş bir daha onlara oy vermedi. 1989 yılında sol belediyeler geldiler SHP falan vardı o zaman 1994 yılında vatandaş onları elinin tersiyle itti bizleri getirdi.

O zorluklar karşısında başarılı olamadılar imtihanı iyi veremediler. Skandallar içerisinde hırsızlıklar içerisinde yüzdüler. Hatta o kadar şaibeye bulaştılar ki vatandaş gözünden gönlünden sildi attı.

Çok şükür bizler 1994 yılında başladık ve bu misyon hala yapılan seçimlerde birinci olmaya devam ediyor. Bu dünya rekoru Allah’a hamdolsun. Hiç rakibimizde yok

Rakibimiz güya Ana muhalefet. Allah iyiliklerini versin diyerek sözüme başlıyorum. Neden? İki tane ciddi stratejileri var. Nedir onlar? Birincisi Recep Tayyip Erdoğan gitsin ne olursa olsun. Ya Recep Tayyip Erdoğan gitti de ne oluyor. Recep Tayyip Erdoğan da netice de bir fani. Ya vatandaş sizi seviyor mu? Hayır? Hazırlığınız var mı? Hayır? Türkiye’ye hayırlı bir iş yapacakmısınız? Hayır? Hangi programla iş başına geleceksiniz belli değil.

ÖMRÜMDE BU KADAR YALAN SÖYLEYEN GENEL BAŞKAN GÖRMEDİM

Peki, kimlerle yapacaksınız? İşte o zaman iş karışıyor. Bir taraflarında İYİ partiyi almışlar, tama diyecek bir şey yok. Diğer tarafta kendilerine ayar veren bir ortakları var. Uluslararası örgütler ile bağlantısı olan bir ortakları var. PKK’nın siyasi uzantısı HDP: Biraz açığa çıkarmak istiyorlar tepki görünce geri çekiyorlar. HDP’liler Meclis’te çıkıp söylüyorlar bizden utanıyormusunuz söyleyinsene ortaklığımızı. Biz olmasaydık İstanbul’u, Ankara’yı zor alırdınız. Bizim sayemizde burada oturuyorsunuz söyleyin hadi. Yine söyleyemiyorlar. Utana sıkıla hafif milleti kandırma yoluna tercih ediyorlar. Bir ara HDP’lilerin baskısı ile ortaklarımız ile bir araya gelirsek neler yapacağımızı göreceksiniz dediler ve bakanlık paylaşımına gittiler. Bir iki arkadaşa görev vermişler eski vekil yeni vekil bunlara bakanlıkta verilir demeye başladılar. Aslında onlar Genel merkezin bilgisi dahilinde milletin nabzını ölçüyorlar. Bu nasıl bir şeydir ya? Hiç Allah’tan korkmuyormusunuz? Sizde hiç insaf yok mu? Bu şehit yavrumuzun kanları üzerine siyaset yapmak nasıl ortaklık yaparsınız? Hangi Bakanlığı vermeyi düşünüyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığını mı? Milli Savunma Bakanlığını mı? İç işleri Bakanlığını mı? Gençliği mi, Kültürü mü? Nereyi vermeyi düşünüyorsunuz siz HDP’lilere. Ne yazık ki böyle bir insafsızlıkla karşı karşıyayız. Belediyeler tarafına geldiğimizde CHP’nin stratejisi yine net ortada. Algı operasyonları, yalanlar.

Çok net söylüyorum ömrümde bu kadar yalan söyleyen bir genel başkan görmedim. İlk genel başkanlığa seçildiğinde benim hakkımda on tane yalan söyledi. Hayretler içerisinde izledik. Sabah Belediyeye gittiğimizde bir basın toplantısı düzenledik. Basın toplantımızın başlığı şu; 10 dakika da 10 yalan nasıl söylenir? Guıness rekorlar kitabına girmeye aday. Ve o günden beri beni hiç şaşırtmadan devam ediyor. O kadar yalan söylüyor adamın hiç yüzü kızarmıyor. Dikkat edin bütün gurup toplantılarında bir iki yalan söylüyor. En son yangınlarda bile. Bakın Orman yangınlarında 20 tane uçak 50 tane helikopter çalışıyor. 6 bine yakın insan çalışıyor. Yüzlerce belediyemiz orada mücadele veriyor. Şehitlerimiz var. Yemi ediyorlar ki helikopter falan yok diye. Tabi bu arada arkalarından helikopter uçuyor. Ya böyle bir tavrı biz ömrümüzde hiç görmedik. Algı operasyonları yalan operasyonları ile iş yapmaya çalışıyorlar. İstanbul’da başladılar AKP önümüzü kesiyor. AK Parti ne yapıyor size? İki ay önce aldığımız rakamı söyleyeyim sizlere, 2179 karar göndermişler meclise. Meclis’te ki AK Partili arkadaşlarımız %98’ini kabul etmişler. %2’side ya evrakları düzgün getirmemişler ya da yeşil alanları talan ediyorlar diye ret oyu vermişler. Yapmasınlar mı? Nerede önünüzü kesiyorlar.

İkincisi borçlanma istiyorlar 25 yıl boyunca bizim misyona sahip olan arkadaşlarımızın toplam borçlanmaları 23 milyar TL. Bu arkadaşların iki yıl içerisinde yaptığı borçlanma 19 milyar TL.

Seçim öncesinde millete döndü dediler ki, emekçinin hakkı ile uğraşmayacağız. Onları işi ile uğraşmak gibi bir derdimiz olmayacak çalışanlara saygı duyacağız. Ama İstanbul’da 12 bin kişi işten atıldı. İr çok şehirde CHP’li belediyeler sözleşmeli olan personele, mimara, mühendisin işine son verdi binlerce çalışan emekçiyi de kapının dışına koydular. İstanbul’da 12 bin kişiyi işten çıkaran bu belediye 18 bin kişi kendi adamlarını işe aldı. El insaf. Şu ana kadar da taş üstüne taş koydukları görülmemiştir” dedi.