EKİM AYI MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI
Kilis
‘’Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık ayı’’ kapsamında, Kilis İl Sağlık Müdürü Dr. Mahut Arık Erken Teşhis Hayat Kurtarır sloganı ile çeşitli açıklamalarda bulundu;Mahmut Arık yaptığı açıklamada;
Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri, meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır.
Geçmişte ileri evrede teşhis edilen meme kanseri, günümüzde Bakanlığımızca yürütülen tarama programlarının etkisi ile daha erken evrede teşhis edilebilmekte ve erken tanı oranlarımızda artış sağlanabilmektedir.
Erken evrelerde tespit edilen meme kanserlerinin hem tedavileri daha başarılı olmakta hem de yaşam kalitesi önemli ölçüde artmaktadır.
Ülkemizde toplum tabanlı kanser taramalarını;
Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM)
Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)
Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) ücretsiz yaptırabilirler.Yine bu merkezlerimizde halk eğitimleri, KKMM (Kendi Kendine Meme Muayenesi ) eğitimi verilmekte ve broşür dağıtımı da yapılmaktadır.
Korunma: Tüm kanserlerde olduğu gibi; sebze ve meyveden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol kullanımından uzak durma ile meme kanseri riski azaltılabilmektedir. Aile hekimine danışılarak sağlıklı kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir. Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna dair çok sayıda çalışma bulunduğu için tüm annelerin bebeklerini en az 2 yıl süreyle emzirmeleri önerilmektedir.
Meme kanseri birçok faktör nedeniyle ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Tüm invaziv meme tümörleri için değiştirilebilen risk faktörlerine atfedilen risk % 62.8 iken, değiştirilemeyen risk faktörlerine atfedilen risk %37.2 olarak saptanmıştır.
Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili, değiştirilebilir risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
Sedanter/hareketsiz bir yaşam sürmek,
Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak (özellikle menapozdan sonra 5kg.dan fazla kilo almak),
Sigara içmek,
Hiç doğum yapmamış olmak,
Otuz beş yaşından sonra anne olmak,
Hiç bebek emzirmemiş olmak,
Menopoz sonrası iki yıldan uzun süreyle, hormon ilacı kullanmak (HRT),
Alkol kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert alkollü içecek) daha fazla alkol tüketimi riski daha çok arttırmaktadır.
Meme Kanserinin Belirtileri
Memelerin normalde nasıl göründüğünü bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır. Kadınlar yirmi yaşından başlayarak, her ay düzenli olarak kendi memelerini muayene ettiklerinde, memelerinde oluşabilecek en ufak değişikliği erkenden fark edebileceklerdir. Meme kanserini olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi şansı sunar. Ancak neyin aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin ve diğer tarama testlerinin yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri, herhangi bir belirti ortaya çıkmadan çok önce, meme kanserinin erken evrelerde bulunmasını sağlar. Bu nedenle, ülkemizde 40-69 yaş arasındaki kadınlara, herhangi bir yakınmaları olmadan önce, her iki yılda bir kez ve ücretsiz olarak mamografi ile tarama yapılmaktadır.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde görülebilmektedir:
Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)
Memede ya da meme ucunda ağrı
Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl)
Meme ucunda çekilmeler
Memede portakal kabuğu görünümü
Meme derisinde tahriş
Tek taraflı meme ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı)
Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği
Meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
Koltuk altında yumru (kitle), bazen memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.
Bu belirtilerden herhangi biri meme kanseri dışındaki durumlardan da kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler görüldüğünde, nedeninin bulunabilmesi için bir genel cerrahi uzmanına muayene olunmalıdır.
Tanı:
Meme kanseri ileri dönemlere gelene kadar belirti vermeyebilir. Bu nedenle yukarıdaki belirtiler tanı koymak için yeterli olmadığından en yakın sağlık merkezlerine başvurulması gerekmektedir. Meme kanserine erken dönemde tanı konması, tedavide başarıya ulaşma ve sağ kalım süresini artırmaktadır. Bu nedenle 40-69 yaş aralığında tüm kadınlara 2 yılda bir mamografi çektirmesi önerilmektedir. Erken teşhiste en önemli faktör, kadınların bu konuda bilinçlenmesi ve 40 yaşından itibaren düzenli olarak mamografi yaptırmalarıdır.
Kadınlara tarama merkezlerimizde özellikle erken tanı için aşağıdaki yöntemler öğretilmekte ve uygulanmaktadır.
Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM): Kadınlar 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır.
Klinik Meme Muayenesi: Her ay düzenli ve sürekli yapılacak KKMM’ye ilave olarak, 40 yaşından itibaren yılda bir kez de doktora meme muayenesi için gitmelidir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler, kanser tanısı alan akrabanın tanı aldığı yaştan beş yıl öncesinden başlamalıdır.
Mamografi çekilmesi: Günümüzde kullanılan dijital mamografi cihazları ile kadınlarımıza daha konforlu hizmet sunulmaktadır.
Tedavi:
Meme kanseri tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunlarının var olup olmaması gibi birden fazla faktör etkilidir.
Meme kanseri tedavisi, özellikle hastalık erken teşhis edildiğinde, %90 veya daha yüksek hayatta kalma olasılıklarına ulaşarak oldukça etkili olabilir. Meme kanserinde cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Dairesi Başkanlığı WEB sitesinden meme kanseri ve diğer kanserler için dökümanlara ulaşabilir ve ‘’Hangi Tarama Bana Uygun’’ linkini kullanarak size uygun tarama programlarını öğrenip, konu ile ilgili ayrıntılı bilgiyi aile hekimlerinizden alabilirsiniz” dedi.