Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Tüm memur ve emeklilerimiz için maaş artış oranı yüzde 25'
Ankara İHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, memur ve emeklilerin 2023 yılının ilk 6 ayında yüzde 25 zam alacaklarını açıkladı. Buna göre, en düşük memur maaşı 11 bin 381 lira, memur emeklisi aylığı 7 bin 597 lira ve en düşük emekli aylığı 4 bin 375 lira oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan memur ve emekli maaşlarının zam oranını açıkladı. Erdoğan, 2023 yılının ilk 6 ayında memur emeklilerin yüzde 25 zam alacaklarını duyurdu. 6 aylık enflasyon farkı dahil oluşan yüzde 16,4'lük zam oranı yüzde 25'e yükseltildi.
Buna göre, en düşük memur maaşı 11 bin 381 lira, memur emeklisi aylığı 7 bin 597 lira ve en düşük emekli aylığı 4 bin 375 lira oldu.
Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarını kapsayan 6 aylık dönemde enflasyon farkı yüzde 16,39 olmuştu. Söz konusu maaşlar hesaplanırken, memur ve memur emeklilerinin bir önceki 6 aylık dönemde aldığı toplu sözleşmeden doğan artış 6 aylık enflasyondan çıkarılıyor ve yeni alınacak zam oranı ekleniyor.
Bunun yeni dönemde rakamsal olarak memur ve memur emeklisinin alacağı artış oranı ortaya çıkarılıyor. Memurlar toplu sözleşme gereğince Ocak ayında yüzde 8 zam alıyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise yüzde 7 alıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da "Sözleşmeliye Kadro Şöleni" programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Sözleşmeliye Kadro Şöleni' programında vatandaşlarla birlikte olmaktan memnuniyet duyduklarını ve Memur-Sen yönetimine teşekkür ederek sözlerine başladı. Erdoğan, kamu görevlilerinin tamamının yeni miladını tebrik ederek huzurlu bir yıl dilediklerini belirtti.
“Buradan sizlere memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum”
Memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağının müjdesini veren Erdoğan;
“Yeni memur ve emekli maaş oranımız çalışanlarımıza emeklilerimize milletimize hayırlı olsun. Ülkemizin kritik bir döneminde şartları zorlama pahasına bu artış oranlarını milletimizin hizmetine sunmamızda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bugün burada sözleşmeliden kadroya geçen siz kardeşlerimizin sevincine ortak olmak üzere buradayız. Kısa süre önce yaptığımız açıklama ile farklı kurumlarda çalışan yaklaşık 500 bin sözleşmeli personelimizin kadro beklentilerine cevap verdik. Bu çerçevede 4C'den 4B'ye geçenler, Mahalli idareler personeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, 50/d'li araştırma görevlileri, vekil ebe, hemşire, aile sağlığı merkezi çalışanları gibi geniş bir alandaki sözleşmeli personelimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretiyoruz. Artık bu personellerimizde diğer kadrolu kamu görevlileri gibi sözleşmelerinin yenilenmemesi ihtimaline karşılamayacak. Kademe ve derece ilerleme hakkına sahip olacak. Kurumlar arası değişikliği hakkını kullanabilecek. Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşinde kamu personeli olma şartı aranmayacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak.
Kullanılmayan izinlerini bir sonraki yıla aktarabilecekleri gibi ücretsiz izne ayrılma hakları da bulunacak. Yurtdışında eğitim veya görevlendirme harcırah alma, arazi tazminatı alma yemek ücreti yardımından faydalanma haklarına kavuşacak. Sözleşmenin personel tarafından feshedilmesi halinde iş sonu tazminat ödenmemesi durumu son bulacak. Doğum sebebiyle sözleşmesi fesih edilen sözleşmeli personelin doğum sonrası kuruma dönüşlerde kurumun takdiri durumu gerekmeyecek. İstifa halinde aynı pozisyona dönememe halinde yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumu ortadan kalkacak. Yani aynı çatı altında beraber görev yaptıkları meslektaşları hangi hak imkanlardan istifade ediyorsa sözleşmeden geçenlerde aynı haklardan faydalanabilecektir. Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizle ailelerini bir fiil etkileyen durumun hayırlı olmasını diliyorum.
Sözleşmeli personelimizde inşallah bundan sonra büyük bir şevkle görevlerine sarılacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Sözleşmelilerin kadroya geçişi sırasında Çalışma Bakanlığına ve Memur-Sen yönetimini tebrik eden Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Hakka hizmeti halka hizmet olarak bir medeniyetin mensupları olarak milletimize karşı sorumluluklarımızı söylememiz gerekiyor. Hangi makamda olursak olalım vazifemiz vatandaşlarımıza aşkla samimiyetle fedakarca hizmet etmektir. Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye buradan bakması önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum. Rabbim emeklerinizi ve gayretlerinizi zayi eylemesin. Sözleşmelilerin kadroya geçiş sürecinde yoğun çaba harcayan Çalışma bakanlığımız ile Memur-Sen yönetimini ayrıca tebrik ediyorum. İnşallah hükümet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettireceğiz.”
Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Sendikalarımızın ilk ve asli görevi ister kamu ister özel sektör olsun, emekçinin alın terini hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş bakımı itibariyle birer sivil toplum örgütü olan sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir. Demokrasi kültürünün gelişmesi ile sendikal hareketlerin arasında doğru bir orantı vardır. Demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alır. Millet iradesine vesayetin gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikalar etkisiz eleman olmaktan geri plana itilmekten kendilerini kurtaramaz. Sendikaların etkinliğini ve gücünü belirleyen unsur toplumla aynı yöne bakması aynı hissiyati paylaşmasıdır. Milletine ve milletin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de kamu görevlisine de hiçbir hayr gelmez. Bunlar kimi zaman bilinçli kimi zamanda bilinçsiz bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin aracı olarak kullanılmıştır. Türkiye olarak bir asrı bulan, gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate şahitlik ettik. Bu ülkede sendikacılık adı altında farklı toplum kesimleri arasında kavganın gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük” dedi.